Ebeveyn-çocuk iletişimin ilk yıllarında çocuğun fiziksel olarak büyümesi,
zihinsel gelişimi, ahlaki açıdan doğru ve yanlışları öğrenmesi bakımından oldukça önemlidir. Ebeveynçocuk iletişiminde zamanla çocuğun ebeveynine bakışı, ebeveyninde çocuğa bakışı farklılaşmaktadır.
Bebeklik çağındayken çocuğun her istediğinin yapılması söz konusuyken, büyüdüğünde yalnızca kurallar
çerçevesinde istedikleri yapılabilmektedir. Bu durum bir bakıma aile içindeki güç dengesinin tersine
dönmesi demektir. Bebeklik döneminde gücün tamamı çocuktayken, büyüdüğünde büyük bir oranı
ebeveyne geçmektedir. Bebeklik çağındaki çocuğun her istediğinin yerine
getirilmesi normal karşılanırken biraz yaşı ilerlediğinde bütün isteklerinin yapılması toplumsal açıdan
“şımarıklık” olarak nitelendirilebilmektedir.
Ebeveyn-çocuk iletişimi temel olarak anne ve babanın tutumlarına bağlıdır. Ebeveynlerin tutum ve
davranışları incelendiğinde, onların bu takındıkları tutum ve tavırlar da bir çeşit öğrenme türüdür.
Ebeveynlerin tutum ve tavırlarını etkileyen bazı unsurlar vardır. Bunların başında ebeveynlerin nasıl bir
çocuk istediklerine dair daha çocuğun doğumundan önce kurulan bir çocuk kavramının olmasıdır. Bu
hayaldeki çocuk kavramı gerçeğiyle uyuşmadığında yani beklentilerine uygun olmadığında ebeveynlerde
bir hayal kırıklığı yaşanmakta ve çocuğu reddetme tavrı gelişmektedir. Bunun yanında ebeveyn tutum ve
davranışlarında içinde bulundukları kültürel değerlerinde payı fazladır. Ayrıca ebeveynlik rolünden haz
duyma ya da duymama durumu da çocuğa karşı olan tavrı etkilemektedir. Her
konuda olduğu gibi insanlara ancak haz duyup severek yaptığı konularda başarılı olacağından çocuk
yetiştirmede de bu duyguyla hareket edilmelidir.
Çocuğun sağlıklı bir kişilik ve ruh yapısı geliştirmesinde en önemli unsur ebeveyninden gördüğü sevgi ve
ilgidir. Modern dönemde özellikle çalışan anneler çocuğu ile arasındaki sevgi bağının oluşmasına ve
kökleşmesine çok dikkat etmelidir. Çocuğa gereken zaman ayrılmazsa çocukta ebeveynine karşı temel
güven duygusu gelişmemektedir. Bu güven oluşumu özellikle 0–3 yaş arasında gerçekleştiği için bu
dönemde daha hassas olunmalıdır. Eğer bu boşluk oluşursa ebeveynler çocuğa karşı kendini suçlu
hisseder ve bu durumu telafi etmek için aşırı ödün verme, çocuğun üstüne gereğinden fazla düşme tavrına
bürüneceklerdir. Ancak bu tavır çocukta sorumsuz, vurdumduymaz bir davranış oluşumuna neden
olacaktır. Günümüzde çalışan annelerin gün geçtikçe çoğalması, çocuklarına gereken
ilgi ve alakanın gösterilmesine engel teşkil etmemelidir. Çocuklarına gerekli zamanı ayırmayan
ebeveynler, belki de sağlıksız bireylerin oluşumuna sebep olacaktır. Bu da çocuklar için ilerleyen
zamanlarda önemli sorun teşkil edecektir.
Ailede iyi bir iletişim ortamında yetişen çocuklar büyüme evrelerini büyük oranda başarıyla atlatmış
olmaktadırlar. Aile içerisinde sağlıklı iletişim kurabilen birey mutlu, arkadaş canlısı, bunalımdan uzak,
olumlu ve yapıcı bir yapıya sahip olmaktadır. Eğer çocukta uyum bozukluğu söz konusu ise öncelikle
çocuğun aile içi iletişimindeki eksiklikleri araştırmak gerekmektedir. Ebeveynin sevgi ve ilgisinden uzak
yetişen çocuklarda bu sevgi açlığından dolayı bir takım davranış bozuklukları söz konusu olabilmektedir. Ebeveynleri ile iyi bir iletişim içerisinde büyüyen çocuklar akranları ve çevresiyle
iletişim kurabilme de daha başarılı olacaktır. Aile içinde iletişimleri kuvvetleri olan bireylerin daha mutlu
ve başarılı oldukları gözlemlenmektedir.
Çocukluk döneminden ergenlik dönemine geçişte çocuğun duygu, davranış ve tepkilerinde önemli
değişimler söz konusudur. Bu durum çoğu aileyi hazırlıksız yakaladığı için ebeveynler çocukları üzerinde
ciddi endişe taşımaktadır. Bu geçiş dönemi ergenin sorunlarını çözebilmesi
içinde bulunduğu iletişim ortamıyla doğrudan alakalıdır. Ergen çocukluk çağında ebeveyninden sevgi, ilgi
ve disiplini dengeli şekilde alabilmişse gerek arkadaş ilişkilerinde gerekse diğer kişisel sorunlarında kolay
bir şekilde çözüm yolu bulabilmektedir. Çünkü zor durumlarda problemini paylaşabilecek bir aile
dayanağının olduğunu bildiği için kendini yalnız hissetmeyecektir. Çocuklar için bu
güven kaynağı çok önemlidir. Bütün sorun ve sıkıntılarında ebeveynleri ile rahat iletişim kurabilen ve
yapıcı olan ailelerin çocukları ergenlik dönemlerini neredeyse sorunsuz bir şekilde atlatacaktır. Çünkü
ergenlik döneminde çocukların kötü alışkanlıklara (alkol, sigara, madde kullanımı vb. ) eğilimi yüksek
olmaktadır. Bunların engellenmesi için aile içi iletişimin rolü çok büyüktür.