Göçle İlişkili Bir Risk Faktörü Olarak Kadına Yönelik  Şiddet

Göçle İlişkili Bir Risk Faktörü Olarak Kadına Yönelik  Şiddet

Reef ve Pease (2007) Avustralya’ya yerleşen Iraklı, Sudanlı, Etiyopyalı, Bosnalı, Sırp ve Hırvat mülteci kadın ve erkeklerle odak görüşmeleri yöntemiyle yaptıkları bir çalışmada göçle birlikte kadına yönelik şiddetin, özellikle aile içi şiddetin, arttığını göstermişlerdir. Ancak artan sadece şiddet değildir, şiddetle ilgili bir çok şey değişmektedir, şiddet uygulayan erkekler sıklıkla çatışma ve savaş ortamında yer alan, şiddeti meşrulaştıran erkeklerdir ve yıkıcı potansiyelleri, fiziksel ciddi zarar vermeleri yükselmektedir. O kültür ve toplumda kadınları şiddetten korumaya yönelik toplumsal mekanizmalar ve hukuki mekanizmalar çok daha az devreye girmektedir. Kültürel olarak aileler ya da sözü dinlenen saygın kişiler anavatanda olduğu gibi devreye girememektedir. Kadınlar başta dil bilmedikleri, yerleştikleri ülkenin hukuk sistemine erişemedikleri ve erişseler bile zorlu göç günlerinde ‘başlarındaki erkeğe’ zarar verebilecekleri endişeleri ile şiddete maruz kalmaya devam etmektedirler. Sığınabilecekleri aile evleri yoktur. Göç kadına yönelik şiddetin artmasına ve görünürlüğünün kaybolmasına yol açtığı gibi, şiddeti önleme, şiddeti durdurma mekanizmalarının da çökmesine yol açmaktadır. 2016 yılında Lübnan’a yerleşen Suriyeli kadınlarda yapılan bir odak grup çalışmasında da kadınların eşlerinden şiddete maruz kaldığı, toplumda da taciz ve şiddetle karşılaştıkları tespit edilmiştir. Ayrıca göçle birlikte en önemli sorun ülkemizde de gördüğümüz gibi birden fazla ailenin aynı alanı paylaşması ile ortaya çıkan kalabalık yaşam tarzlarında kişisel mahrem alanların kaybolmasıdır, erişkinler işsizdir ve kadınlar kendilerini olan biten karşısında çaresiz hissetmektedirler. Ataerkil toplumlarda göçle birlikte, erkekler işlerini ve gelir sağlama rollerini kaybetmekte ve o zamana kadar sahip olduklarını düşündükleri aile fertleri başta olmak üzere başkalarının yaşamlarını kontrol etme ve denetleme güçlerini yitirmekte ve bunlara bağlı hissettikleri üzüntü ve sıkıntı karşısında agresif ve saldırgan tavırlar sergilemeleri, aile içi şiddet uygulamaları olağan karşılanmaktadır.

Kaynak: Aslan Üçkardeş E, Işık E, Aker T (2015) Göç, yerinden edilme ve ruh sağlığı. In Barış Kitabı; Bireyden Topluma Barışın ve Savaşın Ruh Hali (Eds. AD Başterzi, T Aker):183-194. Ankara, Türkiye Psikiyatri Derneği.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir