Bağımlılığın Aile İşlevlerine ve İlişkilerine Etkisi

Bağımlılığın Aile İşlevlerine ve İlişkilerine Etkisi

Yapılan çalışmalar incelendiğinde aile işlevlerinin çeşitli araştırmacılar tarafından ele alındığını göstermektedir. Ronnau ve Poertner aile işlevlerini paradan sağlığa, duygulardan kendini ifade etmeye gibi çok geniş biçimde ele almıştır (Ronnau ve Poertner, 1993; aktaran , Nazlı, 2003, s.38). Berger ve Berger ise aile işlevlerinden cinsellik, doğurganlık ve birincil toplumsallaşma üzerinde daha yaygın bir anlaşmanın olduğunu ifade etmişlerdir (Berger ve Berger, 1979, s.94; aktaran , Karataş, 2001, s.91). Madde bağımlılığını aile işlevlerine ve ilişkilerine etkisi bağımlı bireyin hem eş ile ilişkileri hem de çocuğu ile ilişkiler açısından ele alınabilir. Eş ile ilişkiler yönünden ele alındığında bağımlılığın evliliği birçok yönden etkilediği görülmektedir. Bağımlı bir aile üyesinin varlığı evlilikten beklenen rollerde değişiklikler ortaya çıkarmakta ve evlilikte yeniden yapılanma meydana getirmektedir. Bağımlılık süreci ile birlikte eşler arasında denetim mekanizması devreye girmekte ve bu durum çok özellikli bir ilişkiye neden olmaktadır. Ailenin korunmasından çocuklara ilişkin sorumluluk ve ödevlere kadar aile sisteminin devamını sağlamaya yönelik birçok görev eşe bırakılmaktadır. Böylelikle, aile sisteminin devamında eş belirleyici bir rol oynamaktadır. Çocuk ile ilişkiler açısından ele alındığında ise ebeveynlerde madde kullanımı ile çocuklarda görülen sorunlu davranışlar arasında nedensel bir ilişki görülebilir. Aile içi ilişkinin niteliği ve biçimi bu sorunlu davranışların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ebeveynlerde madde kullanımı, çocukların gelecekte benzer bir sorunu yaşamasına neden olabilir. Bağımlı ebeveyne sahip çocuklarda depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı, bilişsel işlevlerde düşüklük görülmektedir. Bu çocuklarda aynı zamanda evden kaçma, yalan söyleme, kavga etme, hırsızlık yapma gibi ciddi davranışsal sorular görülebilmekte ve bu nedenle çocuklara sıklıkla davranım bozukluğu tanısı konulabilmektedir.

Ailede, alkol kötüye kullanımı çocuk ihmali ve istismarları vakalarında en yaygın faktörlerden biridir ve çocuklara çok ciddi zarar verir. Ailelerinde alkol problemi varsa çocukların sosyal yaşamı ciddi ölçüde sınırlanır. Kötü bir manzarayla karşılaşmaları korkusuyla arkadaşlarını evlerine getirmede kendilerini mahçup hissederler. Eğer ihmal ediliyorlarsa arkadaşlarının evlerinin bu durumunu görmelerini istemezler.

Bağımlı Ailesinde Roller ve Kurallar

Bağımlı ailesinde roller Wegscheider (1981) tarafından aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. Baş Yapıcı: Bu aile üyesi, problemli içiciye duygusal yönden en yakın aile üyesidir. Problemli içiciyi tehdit edebilen krizleri erteler. Baş yapıcı düzenli olarak içicinin davranışlarını gizler ve ailenin devamı için sorumluluğu üstlenir. Problemli içici, eşlerden biri olduğunda baş yapıcı genellikle diğer eştir. Problemli içici tek anne ya da babası ise başyapıcı genellikle en büyük çocuktur. Eğer, alkol kötüye kullanımı olan en büyük çocuksa baş yapıcı bir veya daha fazla ebeveyn baş yapıcı rolünü yerine getirmeye eğilimlidir. Kahraman: Bu rol ailenin en büyük çocuğu tarafından üstlenilir. Düşük benlik saygısı, yetersizlik ve suçluluk duyguları içindedir. Kaotik aile yaşamı gerçeğini başka yöne çeker. Başarı yönünden ailenin göstermelik rollündedir. Şamar Oğlanı: Ailenin yüz karası rolündedir ve ailenin tüm sıkıntılarında suçlanmaya açıktır. Sadece sıkıntılı davranışları ile dikkat çekebilir. Her zaman meydan okuyan ve savunmacıdır. Yaklaşan aile krizi zamanlarında, şamar oğlanı ailenin dikkatini muhtemel problemden uzaklaştırmak için aileyi kurtarmak adına kendi davranışı üzerine çeker. Yitirilmiş Çocuk: Şamar oğlanı gibi düzenli aile dikkatini sağlamada başarısızdır. Şamar oğlanının aksine iddiasız davranışları nedeniyle hiçbir güçlüğe neden olmaz. Nerdeyse aile üyelerine görünmez, İzoledir ve kendilik değeri düşüktür. Maskot: Maskot, şamar oğlanı ve yitirilmiş çocukla çoğu ortaklığa sahiptir. Maskot ailenin jokeridir stres dolu çevrede rahatlama ışığı sağlar. Sıkılıkla uygunsuz bir eylemle mizah aracılığıyla dikkat çekmeye zorlayıcı biçimde çabalar. Mizahı kullanma onun gerçek korku hissinin kılık değiştirmesidir (Wegscheider 1981, Aktaran; Fanti, 1990, s 128-129). Ailede ebeleyenlerden birinin madde kullanımı kadar çocuklardan birinde de madde bağımlılığı görülebilir. Özellikle ergenlik dönemi madde kullanımı açısından son derece riskli bir dönemdir

Kaynaklar:

Nazlı, S. (2003). Aile Danışmanlığı. Ankara: Anı Yayıncılık

Mutlu, E. (2013). Madde bağımlılığında ailenin rolü. Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi, (2), 13-17.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir