Psikanalitik Kuramlar gelişimi esas olarak bilinç dışı ve büyük ölçüde duygu ağırlıklı bir içerikle tanımlarlar. Bu kuramlar ebeveynlerle erken dönemdeki etkileşimin gelişimi büyük ölçüde şekillendirdiğini vurgular.
Freud’un Kuramı
Freud hastalarını dinledikçe sorguladıkça ve analiz ettikçe onların sorunlarının hayatlarının ilk yıllarındaki deneyimlerinin sonucu olduğuna inandı. Çocuklar büyüdükçe has odaklarının ve cinsel dürtülerinin ağızdan anüse ve en sonunda genital organlara kaydığını düşündü ve bu süreçte psikanalitik gelişimini 5 evresinden geçtiğinizi öne sürdü oral, anal, fallik, latent ve genital. Freud’un kuramı birçok psikanalitik kuramcı tarafından yeniden ele alınarak büyük ölçüde değiştirilmiştir. Günümüz psikanatilik kuramcıların çoğu Freud’un cinsel dürtüleri aşırı derecede vurguladığında birleşirler ve bireyin gelişiminin belirleyicisi olarak kültürel deneyimleri daha öne çıkarırlar.
Erikson’un Psiko sosyal Kuramı
Erikson Freud’un katkılarını kabul etmiş fakat insan gelişiminin bazı önemli boyutlarını yanlış değerlendirdiğini düşünmüştür. Öncelikle Erikson Freud’un savunduğu gibi psikososyal dönemler yerine psikososyal dönemler içine giriştiğimizi öne sürmüştür. Freud’a göre insan davranışının asıl güdüsü cinsel doğada iken Erikson’a göre sosyal doğadadır ve diğer insanlarla birlikte olma isteğini yansıtır. Freud ile göre bizim temel kişiliğimiz yaşamın ilk beş yılında şekillenirken Erikson’a göre gelişimsel değişim tüm yaşam boyunca devam eder dolayısıyla bu bölümde daha önce tanımlanan erkene karşı genç deneyimler konusunda Freud erken deneyimleri sonraki deneyimlerinden çok daha önemli görürken Erikson hem erken hem de geç deneyimlerin önemini vurgulamıştır.
Erikson’un kuramı gelişim yaşamımız boyunca 8 dönemde ortaya çıkar. Her dönemde o döneme özgü gelişimsel bir görev kişiyi çözmesi gereken bir krizle yüzleştirir. Erikson’a göre bu kriz bir felaket değildir fakat hem potansiyelin genişlemesi hem de kırılganların artması ile kendini gösteren bir dönüm noktasıdır. Birey bu krizleri ne kadar başarılı bir şekilde çözerse o kadar sağlıklı bir gelişim gösterecektir.
Güvene karşı güvensizlik
Erikson’un ilk psikososyal dönemidir ve yaşamın ilk yılında deneyimlenir. Bebeklikte güven dünyanın iyi ve yaşaması bir yer olduğu şeklinde yaşam boyu süren bir beklentiye yol açar.
Özerkliğe karşı utanç ve kuşku
Erikson’un ikinci gelişim dönemidir. Bu dönem bebekliğin sonu ile okul öncesi dönemin başı arasında yer alır, yani 3 yaş olarak ifade edebiliriz. Bebekler bakıcılarına güven kazandıktan sonra kendi davranışlarının kendilerine ait olduğunu keşfetmeye başlarlar. Bağımsızlık veya özellikle duygularını göstererek iradelerini ortaya koyarlar. Eğer bebekler yeni yürümeye başlayan çocuklar çok fazla engellenir veya çok sertçe cezalandırılırsa büyük olasılıkla bir kuşku ve utanç duygusu geliştirirler.
Girişimciliğe karşı suçluluk
Erikson’un 3. Gelişim evresidir. Okul öncesi yıllarda ortaya çıkar. Çocukların sosyal dünyaları genişledikçe aktif sorumlu ve amaca yönelik davranmayı gerektiren yeni güçlüklerle yüz yüze gelirler. Eğer çocuk sorumsuzsa ve çocuk da çok fazla derecede kavgaya atılmışsa suçluluk duygusu oluşabilir.
Çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu
Erikson’un dördüncü gelişme evresidir ve yaklaşık olarak ilkokul yıllarını kapsar. Çocuklar bu dönemde enerjilerini bilgilerini ve zihinsel becerilerini geliştirmeye yönlendirilmelidirler. Olumsuz sonuçlar çocukta aşağılık duygusu yani yetersizlik ve verimsizlik hissi geliştirebilir. ergenlik yıllarında bireyler kim olduklarını ne olacaklarını ve yaşamda ne yöne gideceklerini bulmaya çalışırlar.
Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası
Bu Erikson’un beşinci gelişim dönemidir. Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası eğer ergenler sağlıklı bir şekilde rollerini keşfederler ve yaşamda izleyecekleri olumlu bir yörünge belirlerse onunla bir kimlik kazanırlar eğer bunu başaramazlarsa kimlik karmaşası egemen olur.
Yakınlığa karşı yalıtılmışlık
Erikkson’un 6. gelişim dönemidir ve bireyin ilk yetişkinlik yıllarını kapsar. Bu dönemde bireylerin gelişim görevi yakın ilişkiler kurmadır. Eğer geç yetişkinler sağlıkla arkadaşlıklar ve biriyle yakın ilişki kurabilirlerse yakınlık başarı başarılmış olacak değilse dönem yalıtılmışlıkla sonuçlanacaktır.
Üreticiliğe karşı verimsizlik
Erikson’un 7. gelişim dönemi olarak orta yaşta gerçekleşir. Eriksonâ göre üretkenlik sonraki kuşağın yararlı bir yaşam geliştirme ve sürdürmesine yardımcı olma, bu konuya ilgi göstermedir. Bir sonraki kuşağa yardım için yapılan hiçbir şey olmadığını hissetmek verimsizliktir.
Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk
Erikson’un 8. ve son gelişim dönemidir ve bireyler bu dönemi ileridee yetişkinlikte yaşarlar. Bu dönemde kişi geçmişi düşünür eğer kişinin gözden geçirdiği geçmişi iyi geçirilmiş bir hayatı ortaya koyuyorsa benlik bütünlüğü başarılacaktır. Eğer değilse geriye doğru göz atmalar muhtemelen kuşku ve üzüntü yani Erikson’un tanımladığı umutsuzluğu yaratacaktır.
Psikanalitik Kuramları Değerlendirme
Psikanalitik kuramların katkıları gelişimsel, çerçeveye, aile ilişkilerine ve zihnin bilinç dışı yönüne vurgu içerir. Eleştiriler ise bilimsel desteğin olmayışını cinselliğe aşırı vurgu ve oldukça olumsuz bir insan imgesini kapsamasıdır.
Kaynak:
Santrock J. (2017) “Yaşam Boyu Gelişim” Nobel Akademik Yayıncılık.C.13