Bu rapor sosyal hizmet uygulaması dersi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmış olup ideal sosyal inceleme raporunun nasıl olmasına dair bir iddia taşımamaktadır. Raporda yer alan bilgi ve olaylar öğrenci tarafından doldurulmuştur.
Görüşme Yapılan Kişinin/Kişilerin:
Adı ve Soyadı: H.Y – G.Y
Görüşme Tarihi: 28.02.2021
Görüşme Süresi: 55 dk.
Görüşme Sırası (Kaçıncı Görüşme Olduğu): 3
Görüşme Öncesi Ön Bilgi/Ön Çalışma: Görüşme öncesi çifte 2. Seans sonrası verilen
Düşünme Türleri Analizi incelenmiştir. Envanterde çiftin ortak olarak zihin okuma ve
zorunluluk ifadeleri düşünce hatalarına, kişisel olarak ise en fazla H.Y’de ya hep ya hiç,
G.Y’de ise etiketleme düşüce hatası olduğu tespit edilmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda 3.
Seans yürütülmüştür.
Görüşmenin Amacı: Boşanma sürecinde olan H.Y ve G.Y çiftinin sağlıklı bir şekilde bu
süreci geçirmesi.
Görüşme Süreci:
A.D: Merhabalar, sesim geliyor mu?
H.Y: Merhaba, evet geliyor.
G.Y: Merhaba.
A.D: Pekala. Nasılsınız?
H.Y: İyiyiz, teşekkürler siz nasılsınız?
G.Y: İyiyiz teşekkürler, siz?
A.D: Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Sizinle 2 seansı geride bıraktık. Size mutluluk oranınızı
sorarak seans seans puanlamanızı istemiştim. H. Hanım siz ilk seans 4 puan ondan sonraki
süreçten sonra 2. Seans 6-7 arası bir puan vermiştiniz. G. Bey siz ise 1 ve 2. Seans
sürecinde herhangi bir değişim yaşamadığınızı puanınızın 7 olduğunu söylemiştiniz.
Hatırlıyor musunuz?
H.Y: Evet.
G.Y: Hatırlıyorum.
A.D: O halde 3. Seansa kadar mutluluk oranınızdaki değişimi öğrenebilir miyim? Bugün için
kaç puan verirsiniz? (derecelendirme tekniği)
H.Y: Ben 9 veriyorum. Anlatmak ve bir şeyleri konuşmak bile beni çok rahatlatıyor. Zaten biz
boşanma kararımızdan şuan için vazgeçtik. En azından sorunlarımızı konuşmamız
gerektiğini düşünüyoruz.
A.D: Öyle mi? O zaman planlarımız da ve amaçlarımızda değişim olacak demektir. Amaç
kısmına geçmeden önce G. Bey’e de mutluluk oranını sormak istiyorum. Siz kaç puan
vereceksiniz G.Y?
G.Y: Ben de 9 veririm H. Hanım.
A.D: Puanlarınızın artmış olmasına sizin adınıza sevindim. 2. Seans sonunda size düşünme
türleri ölçeği vermiştim ikinizde özenle doldurup atmışsınız çok teşekkür ederim ilginiz için.
Bugünkü seans için envanter üzerine ve artık çocuklara bu süreci nasıl anlatacağımıza dair
bir planlama yapmıştık fakat görüyorum ki boşanma kararınızda değişim olmuş. Sorunları
konuşup çözmek için karar verdiğinizi söylediniz. O zaman düşünme türleri ölçeği üzerine
konuştuktan sonra çocuklara bu süreci nasıl anlatacağız diye konuşacağımız planı iptal
edeceğiz öyle mi? ( yapılama, iltifat etme)
H.Y: Evet en azından şimdilik.
A.D: Sizce de öyle mi G. Bey?
G.Y: Evet birlikte karar verdik zaten.
A.D: Tamam o halde envanter sonuçlarımıza bakalım zaten düşünme türlerimiz iletişimimizi
etkileyeceği için bu önemli bir problem. Siz de zaten en önemli sorun olarak iletişiminizi
gördüğünüzü söylemiştiniz. Daha sonra eklemek istediğiniz bir şey olursa ekleriz olur mu?
H.Y: Olur olur iletişim zaten ıı e önemli en rahatsız olduğumuz sorun.
G.Y: Benim içinde öyle.
A.D: Pekala Sevgili Y. Ailesi. Envantere baktığımda H. Hanım siz ya hep ya hiç düşünme
tarzına sahipsiniz. G. Bey daha çok etiketleme düşünce hatasına sahip. Ortak olarak en fazla
zorunluluk ifadeleri kullandığınız görülmekte. H. Hanım daha önce zaten ya siyah ya
beyazdır benim içindir dediğini hatırlıyorum.
H.Y: Evet.
A.D: Muhtemelen kavga edince ya da işte, olmuyorsa o zaman tamamen büyük kavga
edeyim anlayışına giriyor olabilirsiniz. Tartışma daha da büyüyor olabilir. Olmuyorsa tamam
olmasın. Ya olsun ya olmasın muhtemel o arayı bulmakta biraz zorlanıyorsunuz
H.Y: Ya kaybetme korkum yok öyle görmüyorum kendimi. Yani kaygım yok kaybettiysem
kaybettim arkasından çok fazla yazmamayı tercih ediyorum.
A.D: Çok fazla düşünceyle zihninizi bulandırmadığınızı söylüyorsunuz siz H. Hanım. Peki
ben seansa başlarken ve siz boşanma kararınızı ertelediyseniz bir soruyla başlamak
istiyorum. Güney Bey ilk sizinle başlayalım. İlişkinizin artı yönü nedir G. Bey? (yapılama,
yansıtma)
G.Y: Aslında bir şeylere ortak olarak inandığımız zaman iyi takım oyunu dönebiliyor. Onun
dışında aynı şekilde düşünmek olabilir ama aynı şekilde insanlar düşünmese de olur,
anlaşabilir.
H.Y: Benim en büyük sıkıldığım şey bu. Böyle olur böyle yapılmaz da böyle olacağını
biliyorum ve bunu söylüyorum, uyarıda bulunuyorum. Söylediğim halde, uyarımı yaptığım
halde benim haklı çıkmam. Ben bunun böyle olacağını biliyorum. Niye dinlemediniz, niye
yapmadınız diyorum. Taşıdığımızda demiştim ya problemler çıkması ev sahibini ara diye.
Böyle evle ilgili sorunlar var diye. Sen de ay yok ki zaten şöyle de indirim yaptılar, şöyle
yaptılar yoksa o ayıp olur mu? Ayıp olur diye söylemedi. Kaldı o. Sonra neyse girdik ama
problemler daha çok göze batmaya başlayınca bizim bir komşumuz vardı. Bir araya geldik.
Sonra o da dedi. O da evet dedi o işler başta konuşulur. Girdiğinizde iş işten geçer dedi. Yine
benim hajlı olduğum ortaya çıkıyor.
G.Y: Haklı olduğun ortaya çıkıyor ama ne biliyim ilk defa kirayla ilgili problem yaşadım.
H.Y: Fikrimi söylüyorum sen beni kale almadın.
G.Y: Nasıl almadım evi sen seçtin.
H.Y: Evi bulmayla olmuyor. Artı eksi yönlerinin konuşulması gerektiğini de söyledim. Bak şu
konuda evet hatalıyım. Bazı konularda ipleri vermem lazım yine bende olması lazım.
Olmuyor, yapamıyorlar, olmuyor, eksiklik oluyor önden görüyorum ben de. Bu seferde her
şeyi ben yapıyorum, yoruluyorum.
G.Y: Hangi her şeyi yapıyorsun ya?
H.Y: Bu evi de ben buldum G.
G.Y: Beraber bulduk hayatım, beraber gezdik.
H.Y: Adamla ben konuştum, sohbet ettim, iletişim kurdum. Yani ben bence en büyük sıkıntı
bu. Ben öngörü görüyorum. Söylediğim yapılmıyor yine aynı hata yapılıyor. Benim artık
bütün herkes bu huyumu çözmeye başladı. Çocuklarım bile. Bir de benim bizim en büyük
problemli çocuğumuz oğlumuz. Hiperaktif bir çocuk, onla ilgili sıkıntıları var zaten büyüyor
artık. Çocuk bile eskiden ödevini yaparken şey yapardı. Yapma anne karışma anne felan.
Şimdi diyor ki anne sen güzel yapıyorsun diyor. Ben senin dediğini dinleyeceğim diyor.
Senin dediklerin çok güzel oluyor. Artık bende çok fazla bu konularda direnmiyor, mücadele
etmiyor.
A.D: Aslında yaptığınız işlerde birbirinizi dinlemediğinizi düşünüyor musunuz? Mesela H.
Hanım demek ki G. Bey bir şey yaptı. Ben sana demiştim dediniz. Mesela ortak bir karar
veremiyor musunuz bir noktada? (konuşmaya açık davet)
H.Y: Ben arıyorum ama hani dinleniyor gibi durur ama yine yapılmıyor.
A.D: G. Bey yapamıyor mu? Elinde olmayan bir sebep mi var yoksa bilerek mi yapmıyor
sizce?
H.Y: Onu bilmiyorum.
A.D: G. Bey’e soralım.
G.Y: Ben bilmiyordum, öyle oldu.
H.Y: Ama sen şunu demiyorsun. H. Diyorsa haklılık payı vardır, fikrini alayım.
Ya bu onda başka şeyler de gördüm.
G.Y: Ben öyle çok konuşmaktan kaçacak değilim de o an öyle oldu.
A.D: Evet, muhtemelen tam bir iletişim kuramadığınız bir an olmuş.
H.Y: Hayır başka zamanlarda da oluyor. Sadece oraya özel bir şey değil.
G.Y: Anlat onu anlat.
H.Y: Yani söylediğim şeyi.
G.Y: Heybendekileri çıkar görelim, duyalım. Neymiş ben de bileyim.
H.Y: Yani örnek aklıma gerçekten söylerim. Benim örneklerim daha somut bilgiler, seninkiler
daha soyut farkındaysan.
A.D: O nokta da G. Bey’in diğer eksilerini de alabiliriz. Mesela bir tane eksiğinizi bir şey
söyledi, toplu olarak çok iyi bir şeyler yaptığını söyle. organize olduğunu söyledi. Peki başka
eksi ya da artı yönünüz var mı? Ilişkinize dair. Güney B. (konuşmaya açık davet)
G.Y: Bir şeyler olabilir de şua o kadar ağırlık var ki. Takım oyunu oynadığım sürece bir şeyler
güzel olacak. Olmazsa da güzel olmuyor.
H.Y: Eksi yönün ne eksi yönün? Dolandırma lafı..
G.Y: Vallahi aklıma gelmiyor.
A.D: Ya aslında yani kaç yıldır birliktesiniz bunlar kolay şeyler değil. Bunlar çok büyük artılar
yani 16 yıldır bir birlikteliğiniz var 2 tane çocuğumuz var gayet sağlıklılar. Herhangi ciddi bir
problemleri yok Eee bunlar büyük başarılar bunlar büyük artılar aslında.(iltifat etme,
güçlendirme)
G.Y: İnsan işte artıları göremiyor bazen. Evin içinde yüzünce ıslak olduğunu fark etmez ya
insan olun gibi.
A.D: Evet ama Güney B. H. Hanım mutlu olmak noktasındaki beklentisini açıkladı. Siz ne
yaparsa Hülya’nın mutlu olursunuz ilişkinize dair? Bu süreçte özellikle. (konuşmaya açık
davet)
H.Y: Ben söyleyeyim mi cevabı?
G.Y: Söyle.
H.Y: Onu kedi haline bırakırsam, hiçbir şeye karışmazsam. Şunu yap bunu yap demezsem.
Benim onu bir şeylere sürüklemem, söylemem onu aslında rahatsız ediyorum bunun
farkındayım. Ben o kadar söyleniyorum ki yapıyor. Ben aslında bunları yapmasan sen daha
mutlu olacaksın.
G.Y: Ya biraz zorlanmak iyidir, rekabet iyidir de yani bu kadarda yani fazlası sorun.
H.Y: Yormadan yap, söyletmeden yap. Bir seferde yap. Yine onu yapıyorsun ama bu iki üçe
geçmesin tek seferde dediğimde yap.
A.D: Peki Güney Bey de sizin gibi mi düşünüyor? G. Bey gerçekten H. Hanım’ın dediği şey
mi sizi asıl mutlu edecek olan?
G.Y: Yani aslında şu H. Hanım dünyanın merkezinde yönetmeyi seviyor, yönlendirmeyi
seviyor.
H.Y: Evet yönlendirmeyi seviyorum ama yanlış da yönlendirmiyorum. Doğruyu yapıyorum.
A.D:. Zaten anne olmasından kaynaklı bir anaç ruhu var. Bu çok doğal yani yönlendirme
isteği o noktada bir anaçlık kadınlarda çok fazla görüyoruz bunu. Kendisi de bir anne ama
sizin anneniz değil.
H.Y: Aslında anaçım.
G.Y: Anaç değilim bence çok erkeksisin.
H.Y: Hayır aslında çok anaçım ama herkese ben göstermiyorum.
A.D:Yani sizi yönlendirme çabasından bile belli aslında bunu yapmalısın etmelisin. Sizi de bir
şeyleri sürüklemesi. O noktada biraz anaçlığını ben de görüyorum fakat ben şunu merak
ediyorum yani daha net bir cevap alalım G. Bey, ne yaparsa eşiniz daha mutlu olursunuz? H.
Hanım’dan mesela mutluluğunuza dair eşiniz size ne yapmalı? O özellikle bir isteğini söyledi.
Sizin bir isteğiniz var mı?
G.Y: Ben -mış gibi deyimi vardır.
A.D: Hı hı.
G.Y: İşte ben onu sevmiyorum mış gibilere gerek yok.
H.Y: Ben istiyorum.
A.D: Doğal mı olsun?
H.Y: Şimdi istiyorum bana mış gibi de olsa yap. İstediğimi yap, davran. Yapay da olsun, yap
göreyim yani.
A.D: Sizin istediğiniz özel bir davranış yok mu Güney Bey?
G.Y: Valla benim özel bir şeyim kalmadı, ben istemiyorum.
A.D: Ama bu noktada artık evleriniz için çabalamaya karar vermişsiniz.
G.Y: Ben çok fazla beklentim yok.
H.Y: Dediğim gibi bana bulaşmayın. Beni kendi halimde bırakın. Onun kafası orada. Şimdi bir
şey istediğini söylerse ben senin istediğini yaptım, sen de benim istediğimi yapabilire gelir
diye söylemiyor.
A.D: Şöyle bir durum var ama zaten evlilikte olmak bir şeyler yapmayı gerektirir. Yani
muhtemelen ikiniz de belli sorumluluklar alacaksınız.
G.Y: O sorumlulukların ne kadar ölçüde adalet dağıtıldığıyla ilgili sorunum var benim.
H.Y: Neymiş onlar hayır ben çok merak ettim.
G.Y: Haftada bir gün evdeyim bir kere kahvaltı hazırlasın.
H.Y: Ben 5 gün hatırlıyorum.
G.Y: Bana hazırlamadın ama.
H.Y: Bana ne kendin hazırlayabilirsiniz?
A.D: Siz özel olarak eşinizin size kahvaltı hazırlamasını mı istiyorsunuz?
G.Y: Yok da mesela beni kaldırsaydı beraber hazırlasaydık. Ben çocuğum bir tanesini
yıkadım yatırdım. Terliydi, bir şeyleri beraber yapsaydık.
A.D: Eşinizle birlikte bir şeyler yapmak. Hülya Hanım sizin için ilgi çekici bir şey değil mi?
H.Y: Ya şöyle toplu bir şey almaktan keyif alamıyorum ben. Bireysel yapmaktan, ben de
daha keyif alıyorum. Ayağımın altından herkes çekilse ben daha rahat olacağım. Grup
çalışması istemiyorum ben dikkatim dağılıyor.
G.Y: Konsatrasyon problemi var.
H.Y: Aslında ben çok da keyif almıyorum.
G.Y: Neyden?
H.Y: Beraber kahvaltı yapmaktan.
G.Y: Tamam sen kahvaltı hazırlarsın ben de başka bir şey yaparım.
H.Y: Benim kafamdakini sen istemiyorsun senin kafandakini ben istemiyorum.
G.Y: Yok benim için fark etmiyor. Omlet mi haşlanmış yumurta mı hiç fark etmiyor. Ben
projeyi birlikte yapalım diyorum.
A.D: Siz eşinizle birlikte vakit geçirmek istediğinizi mi söylüyorsunuz? Bir şeyleri birlikte
yapmak.
G.Y: Ben sorumlulukları paylaşmaktan bahsediyorum.
A.D: Ben daha özel isteklerden bahsediyorum G. Bey. Evde tabii ki bir sorumluluk
paylaşmanız gerekecek yani bu evin devamlılığı için önemli. Yani bir ev arkadaşıyla bile
zaten sorumluluk paylaşmak zorundasınız. Yemektir, iştir, temizliktir… Bunlar zaten normal
bir insanla da yapacağınız şeyler. Ben daha özel bir istekten bahsediyorum. Mesela H.
Hanım açık bir şekilde söyledi: Ben dokunulmak ve nasıl olduğumu sormasını istiyorum. Bu
gerçekten özel bir istek. Sadece eşimizden isteyebileceğimiz bir istek aslında. Siz özel olarak
yani sadece H. Hanım’dan isteyeceğiniz bir istekten bahsediyorum. Çünkü aynı evde
kaldığınız bir arkadaşınızdan da isteyebilirsiniz bu kahvaltıyı m. Şu kahvaltı şu olabilir. Baş
başa yapılan bir kahvaltı isteyebilirsiniz. Tabii ki o da özel bir istektir. Genel anlamda
eşinizden özel bir isteğiniz var mı ben bunu merak ediyorum.(konuşmaya açık davet)
G.Y: Ben mesafeli olmayı seviyorum fazla yaklaşmak istemiyorum.
A.D: Dokunmatik olma noktasında mı?
G.Y: Evet ben hoşlanmıyorum.
A.D: Tekken de mi hoşlanmıyorsunuz?
G.Y: Yani istemiyorum pek ya mesafeli olmak hoşuma gitmiyor.
A.D: Bu durum şuan ki durumunuzla mı alakalı?
G.Y: Evet bu dönemle alakalı.
A.D: Ne olursa peki bu düzelecek? Çünkü özel anlar olmazsa bu noktada artılarımız azalır.
Ne olursa bu mesafeli olma isteğinizden vazgeçebilirsiniz?
G.Y: Kendimi çok güçlü hissetmiyorum. Çabuk yoruluyorum, yapılacak işler varsa yapayım
dinlenmek istiyorum. Fazla kilom var onları vermek istiyorum. Yapmam gereken şeyler var
onları yapmak istiyorum. Ondan sonra bu evi bir arada tutmak istiyorum. Yani zorundalıklar.
Bunları yapayım hepsini beraber yapmak zor geliyor. Ama yetişiyorum ama yıpranıyorum.
Onun dışında bir şeyler yapıp da karşılığını görmek güzel oldurdu. Ben karşılık da
göremiyorum.
A.D: Ne yapıp karşılık göremediğiniz G. Bey.
G.Y: Ne yaptım karşılık göremedim Yani en azından bunları yapıyor. Bu da iyi bir şey değil
de bunları yapmıyor. Bardağın dip tarafını görmekte enterasan bir durum.
H.Y: Ha yaptıklarını mı göreyim sadece.
G.Y: Ee yaptıklarımı göreceksin, yapmadıklarımı zaten ben de göremem.
A.D: Yaptığım şeyleri H. Hanım görmüyor. Takdir edilmiyorum mu demek istiyorsunuz?
(yansıtma)
G.Y: Yetmiyor.
H.Y: Aslında ben çok da güzel överim. Takdir ederim, ballandırırım, abartırım.
G.Y: Mesela, mesela?
H.Y: Ben çok güzel överim yani, insanları çok güzel motive ederim. Bu konuda laf ettirmem.
G.Y: Ne zaman? Öv bir kere öv.
A.D: Evet H. Hanım anamnezde de bundan bahsetmişti. Sevdiği insanları çok iyi bir şekilde
övdüğünü, hissettirdiğini, dokunmatikliğini bu noktada çok söylemişti. Siz bu noktada eksik
olduğunu mu söylüyorsunuz? Aslında H. Hanım en çok bu noktada iyi olduğunu söylüyor.
H.Y: Evet. İnsanlar bana hasta en bu yönümden bana çok bağlı bile olurlar.
G.Y: Ben ciddi olaylardan bahsediyorum Mesela geçen dedin sen yemek yapıyorsun ama
lezzetsiz.
H.Y: Evet.
G.Y: Yemek yapıyorsun lezzetsiz ne ya?
H.Y: Evet ama olmuyor işte G. Ben söylüyorum yüzüne. Benim yaptığım eleştiriler gerçekten
doğru eleştiriler.
G.Y: Sen niye yapmadın o zaman?
H.Y: Ama yani çokta lezzetli değil. Evet yeniliyor.
G.Y: Otla samandan daha mı iyi yoksa daha mı kötü?
H.Y: Ama sen ne diyorsun ki samimi olsun içten olsun.
G.Y: Bunca zaman bir şey demiyordun.
H.Y: O zaman evet ama şimdi tadı gelmiyor.
G.Y: Yapmıyorum ki artık.
H.Y: Öncesinde de diyorum. Güzel olduğu zamanlar da oldu ama olmadığı zamanlarda oldu.
G.Y: Orta ya da iyi mi ya da kötü mü?
H.Y: Ne istiyon G. Yaa? (Gülerek)
G.Y: Ben dışarıdan geliyorum. Alışveriş yapıyorum, yemek yapıyorum. Yemek kötü ne
demek ya?
H.Y: Yemek kötü demiyorum. Çok lezzetli değil diyorum.
G.Y: Sen sana göre. Senin tarzında değil diye lezzetsiz mi oluyor.
A.D: Yani siz bir şeyler yaptığınızı söylüyorsunuz ama karşılığında bir teşekkür alamadığınız
için biraz kırıldınız mı söylüyorsunuz G. Bey? (yansıtma)
G.Y: Ya sonuçta kötü değil tadı. Ben bazen böyle kaçırıyorum birkaç kez genelde ilk yaptığın
tariflerde kötü olur. Geçen bir portakallı kek yaptım bilerek kötü yazmış kadınlarda böyle bir
şey vardır. Isı ayarını yanlış yazmışlar ben çok kek pişirdim biliyorum.
H.Y: Bak bende onlara hiç bakmam ben tarife baksam da kendi bildiğimi yaparım.
A.D: Tabii ki herkesin yemek yapması kendisine özgü fakat şöyle bir durum var yani siz
acaba samimi ol dediğiniz için kendi düşüncesini ifade etmiş olabilir mi H. Hanım?
(konuşmaya açık davet)
G.Y: Yok samimice söylemesi güzel ama daha önce duyduklarım çok güzel söyler.
H.Y: O zaman gerçekten çok güzel olduğu için öyle söyledim.
G.Y: O zaman bir iki kere öyle oldu diye bütün sonucu genele bağlayamazsın.
A.D: Normalde güzel yaptığınızı söylemeli ama o an o yemeği çok az lezzetli bulmuştum mu
demesi gerekiyor?
G.Y: Bir gün geldi çok güzel bir gün dedi kötü ben ciddiye alamıyorum.
H.Y: Ama bak hayır güze güzel, olmayana olmamış diyorum.
G.Y: Et yemekleri yapıyorum, soteler yapıyorum hepsini yiyorsun.
H.Y: Bak sen diyorsun ki güzelse güzel, kötüyse kötü.
A.D: Siz genel olarak mı değerlendirmesini istemiyorsunuz Güney B.?
G.Y: Değerlendirince iyilerin tamamen silinmemesi lazım.
A.D: Ama nohutu sanırım biraz lezzetsiz olduğunu söylemiş H. Hanım. Genel olarak
söylediği bir yorum değildi bu.
H.Y: Evet.
G.Y: Ben böyle düşünmedim mecburiyette yemiş diye düşündüm.
A.D: Bunu mu söyledi H. Hanım size?
G.Y: Ya güzel olmayınca ben de fark ettim. Bendeki de ağız. Bu sefer olmamış bende derim
ama sonuç da ortada su var, şeker var, un var, salça var, süre var, emek var. Her şey temiz.
Tadı da fena değil.
H.Y: Üff tamam G.
G.Y: Ne üff. Evet ya da hayır.
H.Y: Bak hepçi, ya hiçci benim.
G.Y: Neden ben yemek yapıyorum o zaman.
H.Y: Arada yap.
G.Y: Kötü yapıyorum ya.
A.D: Ama her zaman kötü olduğunu söylemiyor G. Bey. Bazen mesela sote yemeklerini
güzel yaptığımızı söylüyor.
H.Y: Hayır ya o bana güvenmiyor.
G.Y: Ben kimseye güvenmem.
H.Y: Tamam G. Güvenmezsen güvenme.
G.Y: Bana her seferinde tutarlı yorum yap.
A.D: Şöyle istiyor olabilir G. Bey. Teşekkür etmenizi, emeği noktasında sağ ol demenizi. Hani
herkes bunu ister aslında sadece G. Bey’e has bir durum değil bu.
H.Y: Teşekkür ederim ama fikrimi de söylüyorum. Yani benim evet şeyim net olduğum
zaman böyle yumuşatamıyorum ya o sert gelebilir.
G.Y: Ben abartılı bir şey istemiyorum senden. Bu sefer iyi oldu, bu sefer daha iyi olsa ne
güzel olurdu tam olarak bu. Bugün de böyle. Çok iyi dediğin zamanları hatırlıyorum ben.
H.Y: Sen yemek yaptığın için dertlisin altında yatan sebep bu. Sen istiyorsun ki eve geleyim
ev düzenli olsun, her şey hazır olsun.
A.D: Peki H. Hanım bu noktada siz şunu yapabilir misiniz? G. Bey sanırım bu noktada takdir
edilmek istediğini söylüyor. En azından şuna dikkat edemez misiniz? Bir şey yaptığı zaman
teşekkür edip gerçekten emeği için ona sağ ol dedikten sonrasında hani bunu şöyle
geliştirebilirsin. Yani bu biraz eksik olmuş, biraz da üsluba dikkat ederek söylerseniz eminim
G. Bey daha takdir edilmek istiyor.
H.Y: Ben zaten bunu söylüyorum.
G.Y: Ben mesai saatleri içerinde çalışıyorum.
H.Y: Ben de öyle bir farkımız yok, yapabilirsin.
G.Y: Adaletsizlik var 9-7 arasında ne yaptığın benim için önemli. Ben evde yokken ne
yapıyorsun? Ben seni daha yavaş görüyorum.
H.Y: Olabilir.
A.D: Ama bakın burada meli malı görüyoruz G. Bey? Yani bir insan hızlı olmak zorunda
olmalı. Herkes aynı değil ama ne yazık ki bu noktada daha yavaş iş yapabilir farklısınız bu
yönde. Bu yönde birbirinizi tamamlamak için uğraşmanız gerekecek. Siz anladığım kadarıyla
daha hızlısınız daha pratik iş yapıyorsunuz. (yeniden çerçeveleme)
G.Y: Sorumluluklarını bölüşmüyor benimle eşit olarak.
A.D: Bunu konuşabilirsiniz.
G.Y: Ben benim kadar yorulmadığını düşünüyorum. Kendisine yapışan rollerden rahatsız
olduğu için çocuklara şiddetli davrandığını düşünüyorum. Sen yük taşımak istemiyorsun.
Ben iyi yemek hiç yapmasaydım şimdiye kadar iyi değil, hiç yapmasaydım akşamları yemek
yok.
H.Y: Ay G. Nasıl manipüle ediyorsun ya. Hadi beni es geç sen yap o zaman. Ben belirli
saatte kalkmadım mı sen kalk.
G.Y: Aynı takımın oyununu oynamayacak mıyız?
H.Y: Ya bazen bireysel olarak da çabalayacağız.
G.Y: Öyle olmaz biraz anaç ol, dişi kuş ol, yuvayı yap. Sen erkek gibi davranıyorsun, mesele
bu.
A.D: Erkek gibi davranmak ne demek G. Bey?
G.Y: Erkeksilik ve kadınsılık işte.
A.D: Nasıl mesela erkek gibi davranmak nasıl olur?
G.Y: Vücut kadın olabilir roller erkek olabilir.
A.D: Ne yaparsak erkek gibi olmuş oluruz?
G.Y: Bölüştüğümüz roller olarak.
A.D: Mesela?
G.Y: Yani ben kesinlikle 40 önceki evlilik şartlarıyla hareket edemiyorum. Ben dönüştüğü
kadar yaptığım kadar kocalık yani bir rolü kapsayan kişi gibi davranması gerektiğini
söylüyorum.
A.D: Mesela burada örnek verebilir miyiz?
G.Y: Yani sonuç olarak işten geliyorum ne yazık ki. Bu evin geçimi sağlayan birincil
ekonomik
etkinlik sağlayanım. Bu süre içinde bir takım ihtiyaçlarınızı çocukların bakımının, kahvaltı
şartlarının yemek yemenin giderilmiş olması lazım.
H.Y: Yapılıyor zaten. Sen onlarla birlikte olmadığın için sana öyle geliyor olabilir.
G.Y: Tamam sen de yoruluyor olabilirsin ama ben de yoruluyorum. Benim sağlığımda çok iyi
değil.
Ben doktorada gittim yıldır ilaç kullanıyorum geçen 2- 3 ay önce bitti.
A.D: Ne ilacı G. Bey?
G.Y: İlacın ismini hatırlamıyorum ama majör depresyon. Bir de sosyal politik mesela
uzaklaşmak istiyorum. Yani insanlarda tam insanlardan uzaklaşmak istiyorum. O dönemde
de bana destek sağlamadın.
H.Y: Ben destek sağladım evi de ben aldım.
A.D: Ama şuradaki konuyu yarıda bıraktık. G. Bey ve H. Hanım yani sorumluluk noktasında
bildiğim kadarı ile H. Hanım da çalışıyor. Siz de çalışıyorsunuz. Bu noktadaki sorumluluk da
sizce ne eksik, sizce neyi planlayamadınız? (konuşmaya açık davet)
G.Y: Sabah 7 akşam 9 arası planlanmıyor.
A.D: Siz o saatlerde çalışıyorsunuz değil mi?
G.Y: Evet.
A.D: H. Hanım da öğlene kadar çalışıyor pandemi döneminde.
H.Y: Evet.
A.D: Hafta sonları nasıl ilerliyor ?
G.Y: Bir plan yok çocuklar aç. Öyle dediler. Geçen çocuk yememiş ceza vermiş aç bırakmış
çocuğu.
H.Y:: Sabah kahvaltısını yapmadı, ben de akşam yemeğine kadar beklemesi gerektiğini
söyledim.
A.D: Bu tutum sizce yanlış mı G. Bey?
G.Y Ben bu sistemde gittiğini düşünmüyorum.
A.D: Bu noktada aslında sizin H. Hanım ile bir koalisyon içinde olmanız gerekiyor. Yani bu
noktada çocuklarla koalisyon yaparsanız evdeki sistemde denge bozulur. Yani çocuk yemek
yedi ya da yemedi. Bu noktada size şikayette bulunamaz. Çocuğunuz en fazla bunu size
söyler, birbirinizi şikayet ettirmeye alıştırmamalısınız. Çocuklarınız için bu noktada birlikte
karar vermeniz gerekiyor. Ayrıca anladığım kadarıyla toplu bir kahvaltı etme isteğiniz tabi ki
çok güzel bir şey. G. Bey’in burada toplu bir kahvaltı isteğini görüyorum fakat yorgun
olduğunuz zamanlar vs. Bu noktada birbirinizi tamamlamanız evliliğiniz için çok güzel bir
adım olacaktır. Aslında programınızda çok yoğun bir eksiklik yok ikinizde işte çalışmanıza
rağmen devam ettirebiliyorsunuz. Bu aksaklıkları da çözebileceğinize inanıyorum.(iltifat etme,
güçlendirme)
G.Y: Yani şöyle anlaşamıyoruz ben faaliyet gösteriyorum sonra da beğenilmiyor.
A.D. Evet takdir edilmek isteğinizden bahsediyorsunuz. Soralım bunu. Buna dikkat
edeceğinizi söylüyor musunuz H. Hanım?
H.Y: Ben de öyleyim ben de takdir edilmiyorum. Aslında kendi eksiklerini karşındaki
yapıyormuş gibi yansıtıyor.
A.D: Aslında bu seansta sorunları çözmek için gelmiştiniz. Boşanmayı biraz ertelediğinizi
gördüm. Çabalamak istediğinizi gördüm ama bir çaba ama olmayacak mı bu seanstan
sonra?
H.Y: Ben sorumluluklar noktasında her şeyin bana yüklenmesinden yoruluyorum. Hayır yine
yaparım ama ben de takdir edilmiyorum.
A.D: Ama şöyle bir şey var, sonuçta bir sürece girdiniz ve bu süreçte anne baba rolü devam
ediyor. Yani anne baba rolünüz şuan ki psikolojinizle yapmak istememeniz ya da
yorulduğunu söyleseniz de u sorumluluklarınız devam ediyor. Birbirinize karşı
sorumluluklarınızı yapmak istemezseniz bile çocuklarınıza karşı sorunlarınız devam etmek
zorunda tabii ki.
H.Y: Tabii ki yaparız ama şu süreçler insanı yoruyor.
G.Y: Evet ama bunları aşacağımıza inanıyorum.
A.D: Birbirinizi takdir etmeniz bu işleri yapmak için sizi güçlendirmez mi sizce, aslında kökte
yatan problem bu gibi duruyor.
H.Y: Evet kesinlikle.
G.Y: Bencede.
A.D: Bana aslında boşanmaya yönelik bir ara verdiğinizi, sorunları çözmek istediğinizi
söylediniz bu çok güzel bir adım. Zihin okumalarınızı, zorunluluk ifadelerinizi söyledik. H.
Hanım’ın ya hep ya hiç anlayışı vardı. G. Bey’in düşünme hatasında en çok etiketleme vardı.
Etiketleme şey olabilir. Bir olay karşısında davranışa değil de kişiliğe yönelik eleştiride
bulunmak. Mesela ne örnek verebiliriz? Miskin olmaktansa daha yavaş hareket ettiğini
düşünüyorum demek daha uygun olabilir. Bu da bir düşünce hatası ve karşınızdakini
savunmaya geçirir G. Bey. Bu noktaya dikkat ederseniz aranızdaki iletişim güçlenecektir.
Seansımızın sonuna geldik ben yine bir ödev vermeyi düşünüyorum siz de kabul ederseniz.
Eğer bu ilişkiye devam etmek gibi bir karar alarak 4. Seansa katılacaksanız. Anne babalık
rolünüz haricinde ilişkinizin olumlu ve olumsuz yönlerini yazarak bana yollamanızı rica
edeceğim. Bir de mümkünse ailece bir piknik yapmanızı rica edeceğim. Sizin için uygun
mudur? ( yapılama, özetleme)
H.Y: Olur planlarız piknik de.
G.Y: Tamamdır. Çocuklarla iletişimimizin önemli olduğunu düşünüyorum.
A.D: Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
H.Y: Hayır teşekkürler.
A.D: O halde haftaya aynı saatte görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.
H.Y: Siz de teşekkürler.
G.Y: İyi günler.
Değerlendirme: 3. Seansta çiftin boşanma fikrini ertelediği ve sorunları konuşmak istedikleri
kendileri tarafından açıklanmıştır. Düşünce hataları üzerinde kısa bir psiko-eğitim verilmiştir.
G.Y’nin etiketleme davranışı H.Y’yi olumsuz etkilemektedir. Birlikteliklerini sonlandırma fikri
ertelendiği için anne baba rolleri dışında ilişki yaşadıkları için bu noktada artı ve eksi yönleri
ödev aracılığıyla değerlendirilecektir. Aile yapılanmasının analizi için tüm aile bireyleri olara
piknik ödevi verilmiştir. Çözüm Odaklı Aile Terapisi kullanılmıştır.
Gelecek Görüşme İçin Planlama: Gelecek görüşme haftaya yine aynı gün ve saatte olacak
şekilde planlanmıştır. Seans gündemi yine kendileri tarafından belirlenecektir fakat çifte
psiko-drama yöntemi kullanılması planlanmaktadır.