Süreç Raporu / Aile Danışmanlığı 1

Süreç Raporu / Aile Danışmanlığı 1

Bu rapor sosyal hizmet uygulaması dersi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmış olup ideal sosyal inceleme raporunun nasıl olmasına dair bir iddia taşımamaktadır. Raporda yer alan bilgi ve olaylar öğrenci tarafından doldurulmuştur.

Görüşme Yapılan Kişinin/Kişilerin:

Adı ve Soyadı: H.Y – G.Y

Görüşme Tarihi: 14.02.2021

Görüşme Süresi: 58 dk.

Görüşme Sırası (Kaçıncı Görüşme Olduğu): 1

Görüşme Öncesi Ön Bilgi/Ön Çalışma: H.Y aile danışmanlığı desteği almak üzere G-mail aracılığıyla ulaşmıştır. Daha sonra telefonla 5 dk. ön görüşme yapılmıştır. Online şekilde seansın gerçekleştirileceği, gizlilik konusunda bilgilendirildikten sonra Onam Formu doldurmaları gerektiği söylenmiştir. H.Y boşanma sürecinde olduğu için çocuklarının bu süreçten daha az nasıl etkilenecekleri ve onlara bu süreci nasıl anlatacağına dair aile danışmanlığı desteğine ihtiyaç duyduğunu ifade etmiştir. Eşiyle birlikte katılmasının daha sağlıklı olacağı anlatılarak eşine katılması için ricada bulunması istenmiştir. Randevu tarihi ayarlanarak görüşme bitirilmiştir.

Görüşmenin Amacı: Y. Ailesinin sağlıklı bir boşanma süreci gerçekleştirmesi.

Görüşme Süreci:

A.D: Merhabalar. Sesim geliyor mu?

Merhaba.

G.Y: Merhaba.

H.Y: Merhaba. Hah sesiniz şimdi geliyor.

A.D: Sizin de geliyor. Nasılsınız?

G.Y: İyiyiz teşekkür ederiz, siz?

H.Y: İyiyiz teşekkür ederiz, siz nasılsınız?

A.D: Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Hilal DURAN. Süpervizyon kapsamında Aile Danışmanı olarak size yardımcı olacağım. Sizi aile danışmanlığına getiren nedenler üzerinde, ne konuda çözüm aramak istiyorsanız bu noktada size destek olmak için buradayım. Gizlilik konusunda endişeniz olmasın, burada anlatılan her şey gizli kalacaktır. Onam formu doldurarak bu noktada zaten bilgili olduğunuzu düşünüyorum. H. Hanım ile zaten bir ön görüşme yapmıştık. Bu noktada bana kaç çocuğunuz olduğunu, ne iş yaptığınızı vs. söylemişti ama ben yine de biraz kendinizi ve ailenizi tanıtmanızı rica edeceğim. İlk önce kim başlamak ister? H. Hanım siz mi yoksa G. Bey siz mi? Buyurun. (Yapılama)

H.Y: Başla. (Eşine dönerek)

G.Y: Bayanlar önden.

H.Y: Iııı adım H.Y, öğretmenim. 2 çocuğumuz var. Iııı biri 9 yaşında biri 7 yaşında biri kız biri erkek, ee öyle.

 A.D: Hı hı. Pekiyi siz G. Bey? Sizi de dinleyebilir miyim?

G.Y: Ben özel sektörde çalışıyorum, grafik tasarımcı olarak. Normalde grafik tasarım işiyle uğraşıyorum ama piyasaların kötülüğü nedeniyle şu an matbaada çalışıyorum. 2 çocuğumuz var, şuan X şehrinde oturuyoruz. Okullarına yakınlar ben de iş yerine yakınım ama biz birbirimize uzağız. Benim de ilk aklıma gelen şey bu.

A.D: Pekala, teşekkür ederim aktarımlarınız için. Pekiyi aile danışmanlığının ilk sorusu ile size başlayayım. Sizi aile danışmanlığına getiren sebep nedir? İkinizin de farklı bakış açılarıyla bu soruya cevap vermenizi rica edeceğim. Yine isteyen kişi soruya başlayabilir. (Konuşmaya açık davet)

H.Y: Ee boşanma sebebimiz, ee anlaşamıyoruz. Sebep o.

A.D: Anlaşamamaktan kastınız nedir? Mesela biraz daha somut hale getirelim.

H.Y: Anlayamadım, soruyu anlayamadım.

A.D: Anlaşamamaktan kastınız nedir, somut hale getirsek mesela, ne konuda?

H.Y: Yani şöyle yani ee, ortak noktada buluşamıyoruz. Genellikle farklı uçları tercih ediyoruz. O yüzden anlaşamıyoruz yani birimiz beyaz, birimiz siyah gibi bir şey olduk. Ara renkleri bulamıyoruz.

A.D: Pekala teşekkürler, o zaman bir de G. Bey’e sorayım. Sizi aile danışmanına getiren sebep ne G. Bey?

G.Y: Valla beni aile danışmanına getiren bir sebep yok ama bir önceki verilen cevap çok zorlamaydı. Siyahla beyaz gibi bir durum yok ara tonlar da var. H. Hanımın ara tonu yok. Ben ara tonum kendisi siyah ya da beyaz. Benim bir yere hareket etmem gerekiyor. Ben zorlanıyorum ama şey kendisi fıtratı gereği öfkeli, sinirli ve benmerkezci artık ben ona doğru gelmiyorum, ben gelmiyorum. Kendisi sabit, sitabil, çok son derece sitabil, statik. Bense artık ııı yani son bir aydır kesinlikle ona doğru hareket etmiyorum. O da kendi hayatının merkezinde olmayacağı bir şeyin içinde olmayacağından kendisi boşanmak istiyor, ben de boşanmak istiyorum. En güzel cevap bu oldu, açık şekilde anlatmak lazım.

A.D: Hı hı, tabi bu konuda herhangi bir problem yok ama ben biraz daha somut nedenler istiyorum. Hani H. Hanım şunu ifade etti, siyah ve beyaz var bizim ortamız yok ama siz aslında ortanız olduğunu ifade ettiniz yani bu noktada acaba H. Hanım’dan farklı mı düşünüyorsunuz? Aslında ortak, birbirinizi desteklediğiniz, beraber paylaştığınız şeyler var ama H. Hanım mı farklı düşünüyor sizce? (Yansıtma)

G.Y: Şimdi kuvvetli bir sevgi yolu var. Ben kendisine fiziksel şiddet uygulamadım. Kazancımı başka yerde harcamadım. Şuan gelirim de yüksek değil ama olsaydı onu da hepsini taktim edecektim, sunacaktım eve getirecektim. Yani biz zaten hayatın en zor kısmını evlilikteki ilk on yılı, çocukları, daha alt gelirli durumları aştık. Şimdi daha kolaya çıkınca insanlar daha rahat hissetmek istiyor, daha şey oluyorlar. İki tarafta şımarıyor. İki tarafta daha büyük şeyleri aşmışken daha küçük engebelerde düşüyorlar.

A.D: Hı hı. G.Y: Şimdi mücadele edeceğimiz bir tarafımız kalmadı bizim. Bizim bir şeyleri yapmak için artık yani birbirimiz için beraber hareket edecekken bir yerde bireysellik ön plana çıkıyor. Ben kendisiyle de çok kereler konuştum. Sen bana sabır ver şey sabret biraz her şey düzelecek arabamızı da alacağız. Bilmem diğer şartlarımız da gelişecek şuan babam bizimle oturuyor. Ben babamı da göndereceğim evden çünkü babamla oturmak istemiyor, çok net. Evden göndermek istiyor.

H.Y: Pekiyi babanın bize gelme sebebini ben çağır sen kendin oldu bittiye getirdin, ben.

G.Y: Şimdi babamı ben eve ben getirttim. Ben aldım tek oturuyordu.

H.Y: Ama bana sormadan.

G.Y: Bir dakika bana sormadan değil. Dedim ki benim o zaman iş şartlarında ne olacağı belli değil. Nerede nasıl çalışacağım, bu eve nasıl kazanç sağlayacağım da belli değilken bir, babam ekonomik olarak biraz katkıda bulundum. Geçen ay iki ev kirası aldım, ondan önceki ay bilmem kaç tane ev kirası aldım, sonuçta birlikte yaşıyor olmanın birtakım kısıtlayıcı durumları varken destekleyici tarafları da var.

A.D: Hı hı. (Asgari düzeyde teşvik)

G.Y: Üstelik ben H. Hanıma bir dayatma yapmadım. Bak dedim ben söyledim ben birlikte oturacağımızı söyledim, böyle bir şey yapacağımızı söyledim. O düşünene kadar belki de içinde tamam olur diyene kadar ben bunu gerçekleştirdim. Yani zamanlamayla ilgili bir tasarrufsal farklı bir kavram olabilir. Ben burada farklı bir beyanatta farklı bir harekette bulunmadım. Aklıma gelen çok hızlı gitti. Daha önce de olmuştur. Ben bir şeyi son söyleme aşamasındaki kısmını yapmışımdır. Olur mu düşünelim mi yapalım mı değil, böyle yapacağız dedikten sonra ben son cümleyi harekete geçirmişimdir, yapmışımdır.

A.D: Hı hı.

G.Y: Memnun mudur değildir o başka bir şey ama ben böyle yaptım ama o zamana kadar çok net olarak tavrını koymasaydı, koysaydı yani koymasaydı değil. Koysaydı tavrını hareket ona göre gelişirdi. Arada mı, falan mı, filan mı gibi hareketleri ben nasıl algılayabilirim?

H.Y: İyi de düşünme fırsatı vermedin ki söylemenle yapman biri oldu zaten.

G.Y: Şimdi olay şu, Şimdi olay şu.

H.Y: Acaba istemeden yani.

G.Y: Bak şöyle söyleyeyim. Biz zaten boşanacağız yalan söylemeye gerek yok. Ben dedim ki 3 + 1 eve çıkacağız babamı da getireceğim sen hatta dedin ki “Aaa! Güzel olur ben de çalışırım gider gelirim sen de çalışırsın” dedin ayrıca dedin ki “Senin baban acaba evde yemekleri de yapar mı?” H.Y: Sonrası için de hayır getirdikten sonra ben artık olumlu bakmaya hayır.

G.Y: Öncesinde, öncesinde.

H.Y: Öncesinde kesinlikle ben, ben kesinlikle böyle bir şey geçmedim sonrasında olan bir konu bu kesinlikle o kadar eminim.

G.Y: Taşınmadan bak.

H.Y: Evet ben hatta.

G.Y: Çocuğumuz serviste dayak yemişti. Servis olaylarını biliyorsunuz okulun öğrenci servislerinde. Derhal bir taşınma mevzusuyla harekete geçtik ben polise gidiyordum, beni durdurdu kendisi. Arkadaşı olan müdür yardımcılarıyla ört pas etti bu işi. Oğlumu boğacaklardı, öldüreceklerdi. Başka yerde tecavüz edenler var, biz öldürülerek naaşını alacaktık. Şiddet uygulanmasıyla tecavüzle değil ama bunu da biz harekete geçtik. Biz X konumunda kendi bize ait tapulu evi terk edip kiraya çıkarken, benim çok net bir işim yokken, yani durumları ucu ucuna götürürken böyle bir kararı ben aldım. Kendisine de söyledim. Söylemediğim bir şeyin peşinden gelmedi. Söylediğim bir şeyin peşinden geldi. Hoşuna gitmemiştir belki de ama böyle tepki göstermesi, hayır biz böyle yapmadık falan bu işin doğru olmayan kısmı.

H.Y: Hayır.

G.Y: Üstelik bu birinci sebep bu bir daha ikiye üçe geleceğiz.

H.Y: Her zamanki gibi.

G.Y: Ben yalan söylemem.

A.D: Burada şeyi ele alabilir miyim?

G.Y: Birincisi mevzuu bu. İkincisi, İkinci kısmına geldiniz. Daha bunda konsensus yok. Daha burada mutabakat yapamadık. Daha bunda birbirimize hayır sen demedin diyoruz biz. Halbuki biz boşanacak insanlar, şu an bizim barışmayı düşünmüyoruz. Zaten yarın bir gün birbirimizin yüzüne bakacağız yalan konuşacak bir kısmamız da yok .

A.D: Tam ben bunu soracaktım, tam bunu soracaktım G. Bey bir saniye rica edeceğim sizden. Tamam siz bana burada şunu ifade ettiniz daha çok. Evliliğiniz için bazı noktalarda çabaladığınızı, sorunlar yaşadığınızda bu sorunlara yönelik aslında eşinize açıklamalar yaptığınızı söylediniz ama bir noktada H. Hanım’ı belki memnun edemediğinizi de söylediniz. Burada aslında daha çok boşanma sebebinizi bana açıkladınız hani boşanmaya sizi götüren nedenleri. İlk olarak ayrı ayrı size şunu sormak istiyorum. Anlattığınız şeyler boşanma sebepleri bunda herhangi bir problem yok çok güzel açıkladınız. Pekiyi aile danışmanlığından bu noktada sizin beklentiniz ne? Bunu daha somut bir şekilde alabilir miyim? Yani sağlıklı bir boşanma süreci mi yoksa son bir dönüş kapısı mı, belki bir şans var mıdır? Bu noktada ikinizden de birer cümle alabilir miyim ondan sonra sizin dediğiniz yere geleceğim tekrardan açıklamalarınıza. Yine isteyen kişi söze başlayabilir. (müdahale etme, yansıtma, konuşmaya açık davet)

G.Y: Sağlıklı bir boşanma süreci olacak yani bu süreç tamamlanacak. Direkten dönmeyeceğiz. Artık herkes yaptığının, 30 yıllık yaşantısının önsözünü koyacak yazacak buraya. Sağlıklı bir şekilde ömrünün diyetini verecek.

A.D: Pekala. H. Hanım peki sizin amacınız nedir aile danışmanlığından beklentiniz nedir?

H.Y: Yani ben de hani daha karşılıklı uyumlu şekilde bir şekilde boşanmak çünkü iki tane çocuğumuz var.

A.D: Hı hı, çok güzel. Pekiyi sağlıklı şekilde boşanmaktan kastınız nedir?

H.Y: G. Bey iyi hoştur ama çirkefe bindiğin zaman gerçekten çok lanet bir insan oluyor onunla o duruma gelmek istemiyorum.

G.Y: Ben çirkef değilim de bir işin peşinden koşarsam onun sonucunu alırım yani. A.D: İddialı biri olduğunuzu mu söylüyorsunuz? (Yeniden çerçeveleme)

G.Y: Öyle diyelim Çirkeflikle alakası yok ben çok ortalama anlaşılması kolay olan bir kişiyken kendisi çok daha öfkelidir. Fıtratı bu şekildedir, yaratılışı. Ben çirkef değilim ama zorlaştırılacaksa zorlaştıracağım.

A.D: Tamam. İlişkinize dair soruları soracağım ama şunu biraz somutlaştırmak istiyorum. Sağlıklı bir şekilde boşanmak derken o mesela buradaki örnek ne? Çocukların daha az zarar görmesi mi ya da daha farklı bir beklentiniz var mı? Bu noktada bir amaç belirlemek gerekirse bu nedir sizin için? Bu sefer G. Bey sizden başlayabiliriz.

G.Y: Bence buradaki bahsedilen amaç H. Hanımın istediği şartlarda bir boşanmanın gerçekleşmesi. Kendisinin istediği gibi olursa barış içinde olacak kendisi yaklaşmayacağı için. A.D: Peki sizin istediğiniz boşanma nasıl?

G.Y: Benim istediğim bir boşanma herkes ne yaptıysa ne kattıysa ne ettiyse onun karşılığını göreceği. Ben kendisinden nafaka istemiyorum. Bakın ailesinin maddi durumu benden daha iyi çocuklara geçen söylemiş dört tane evi varmış onların. Çocuklar işleniyor bu arada. Benim ailemden gelecek bir şey yokmuş. Bakın çocuklar alt rafta şöyle söyleniyor bakın ileride daha rahat edeceksiniz zengin olacaksınız. Sizin babanızın geliri yok, benim baba tarafından da anne tarafından da evim de arsam da var. Paylaşılmamış arsalar var ama ben bu çocukları bunun üzerinden bakın ben çocuklar falan demiyorum ama kendisi de çocukları da böyle bir tahakküm altına alıyor. Kendisi hatalıysa hatalı olduğunu kabul etmeyecektir. Ben yanlış yaptığım yerlerde kabul edeceğim ama kendisi kabul etmeyecekse. Elbette ki ben bu durumu zorlaştıracağım.

H.Y: Yanlış yerlerde kabul edip de hiçbir şey yapmamak da mı aynı şey? Ben en azından kabul etmiyorum ama düzeltmiyorum da.

G.Y: Kabul etmiyorum düzeltemiyorum kayıtlara geçsin.

H.Y: Hani en azından hani öyle bir şeyim yok sen kabul edip ama bir düzeltme de yapmıyorsun

G.Y: Şartlarım belli ya.

H.Y: Hani ben hani en azından onu görmüyorum hani belki bilmiyorum

G.Y: Haftada 57,5 saat çalışıyorum Son sekiz ayda sigortasız çalıştım eve yorgun geliyorum alışveriş yapıyorum yemek pişiriyorum çocukların ödevi ile ilgilenemediğim için sorumlu suçlu değilim evdesiniz lütfen sıcak ortamda bir zahmet bu işleri yapın.

H.Y: Ya her şeyi manipüle etmekte çok iyisin evet kesinlikle her zaman

G.Y: Ee sen de manipüle canım benim Sen benden daha iyisin

A.D: Biraz da H. Hanımı dinleyelim bu noktada. H. Hanım siz G. Bey’in bu söylediklerine karşı, anladığım kadarıyla G. Bey şunu söylemek istiyor. Ben çok yoğun bir şekilde çalışıyorum geliyorum bu noktada yine bir de çocuklarla ilgilenerek daha çok yoruluyorum ve H. Hanım’ın benden daha fazla beklentisi var gibi bir düşünceye sahip, ben bu şekilde anladım. Siz bu noktada ne düşünüyorsunuz? (Müdahale etme, yansıtma, konuşmaya açık davet)

H.Y: Yani yoğun çalışma derse ben de çalışıyorum hani bu pandemi sürecinde sadece evdeyim diye hani öğretmen olduğum için onun haricinde ben de çalışıyorum benim de ee o okulumdan öğrencilerim ile ilgili sorumluluklarım var, evle ilgili sorumluluklarım var. (ağlamaya başlar) G.Y: Neymiş mesela onlar?

H.Y: Ne neymiş? G.Y: Evle ilgili sorumlulukları bir alabilir miyiz?

H.Y: Evde iştir.

G.Y: Sen ev hanımı olmadığını defalarca söylemiştin.

H.Y: Evet ev hanımı olma gibi bir gayem yok ama temizliği ben hani ben evi terk ettiğim zaman evin hali ne oluyor. Çocukların dersi okulu ödevi her şeyle ben ilgileniyorum.

G.Y: Standart bir koca profili ile ben nasıl bir izdüşüm içerisindeyim? Ben sana yemekte temizlikte yardım ediyor muyum etmiyor muyum, ettin mi etmedin mi?

H.Y: Canın isterse ediyorsun. G.Y: Canın isterse değil ben her akşam yemek yapıyorum. Cumartesi Pazar, çoğunlukla hep değil çoğunlukla. H.Y: Son zamanlar sana bilerek yaptıttırıyorum onun da sebebi de şu.

G.Y: Hayır bak çocukları çağır yüzlerine karşı soralım.

H.Y: Tamam gel soralım.

G.Y: Soracağız hafta içi tamam geçtik söyledik sen dedin şey yaptın kabul etmedin inkar ettin. Hafta sonları kahvaltıları bu evde kim hazırlıyor bu çocuklar hafta içi kahvaltıyı makarnayla mı yapıyorlar. Ne ile yapıyorlar?

H.Y: Ya bir kere makarna yediler.

G.Y: Sen yetişkinsin sen onlara bakacaksın onları makaraya bağlatırsan çocukların kırk kilo olur.

H.Y: Bir kere yediler ya bir kere ay inanmıyorum.

G.Y: Çocuklar düzgün saatte kahvaltı yapmıyor bunu iddia edemezsin iddia et sabah saat kaçta kahvaltı yapıyor çocuklar onu söyle.

H.Y: Gene seni tebrik ediyorum manipüle etmeye çalışıyorsun.

G.Y: Çirkeflikten bahsettin ya çirkeflikten çirkeflik değil kim doğru yapıyorsa onu söylesin ben bu çocukları sabah onda kahvaltı yaptırdım.

H.Y: Bağırarak mı çirkeflik?

G.Y: Doğru konuşmak gerekiyor doğru konuşmayacaksak hiçbir anlamı yok.

H.Y: Senin hep tarzın böyle zaten.

G.Y: İnsanın kanına dokunur kabul edilmeyen şeyleri duymak, yani doğru olmayan şeyleri duymak. H.Y: Sinirime dokunuyor.

A.D: Tamam. Pekala. (Müdahale etme)

G.Y: Ama gerçekleri söyle.

H.Y: Ben gerçekleri söylüyorum zaten ya bak yine bana yalancı muamelesi yapıyorsun ahlaksız dinsiz menfaatçi Müslüman olmayan bu şekilde itham ediyorsun bir de yalancı oluyorum Bir hırsızlık mı kaldı? (Ağlayarak)

G.Y: Onu mu söyleyeyim yani?

H.Y: Bir o kaldı.

G.Y: Çok gurur yapmanın anlamı aslında kendini çok sevmen mi, böyle şeyleri kabul edememen mi?

H.Y: Ya sen niye karşındaki insana aşağılıyorsun her zaman.

G.Y: Kabul etmiyorum hareketlerini.

H.Y: Hayır ben.

G.Y: Etmiyorum.

H.Y: Niye eziliyor musun altımda?

G.Y: Ezilmek değil ezilmek değil yaptığım kadarının karşılığını görmek istiyorum. Burada ben senden boşanacağım ama, ama şunu söylüyorum. Ben suçlu olarak boşanmayacağım ben elimden geleni yapana kadar.

H.Y: Hayır kesinlikle hayır böyle böyle suçlayamazsın. Sen zaten en başında bunu düşünüyorum kaldı ki senin şu tavırlarından dolayı ben en büyük şikayet ediyorum. Küçümseme, aşağılama, hor görme. Kişi beyefendi normalde kadın haklarını çok savunuyormuş gibi görünür ama mesela kadınlarla ilgili bir şey olduğunda hani mesela darp edildiğinde yine bu kadınlar kendini fasulyeden nimetten sanıyorlar işte ne yapıyorlar, ne ediyorlar hep bir aşağılama hep bir küçümseme.

G.Y: Evet evet. Günümüz şartlarında bence kadın erkek rolleri değişmiş durumda.

H.Y: Onu geçtim. Bence benim yanımda da kendini bence eziliyorsun.

G.Y: Olabilir belki de kim bilir.

H.Y: Yani benim üniversite okumam benim işte öğretmen olmam neden bu kadar rahatsız ediyor? Neden benim paramın olması, ailemin varlıklı olması ailemin beni desteklemesi neden bu kadar senin zoruna gidiyor?

G.Y: Ama sen geçen gün ne dedin?

H.Y: Senin ailen seni destekliyor mu? Ben hiç görmedim.

G.Y: Olabilir, o onların sorunu.

H.Y: Baban daha bu eve gelene kadar sen adamın yüzüne bakmıyordun. Ben sana diyordum ara sor diyordum. Ne yapıyor ne ediyor adam?

G.Y: Ben soruyordum. Sen biliyor musun?

H.Y: Ya bırak tabii tabii. Adamın yüzüne bakmıyordunuz, ilgilenmiyordunuz. Şimdi gelince mi adam kıymete bindi, o zaman mı baban oldu?

G.Y: Sen çok mu seviyorsun kayınpederini?

H.Y: Benim sevip sevmememle ilgili bir şey değil bu. Ben seninle ilgili sen öncesinde zaten yapmadığın şeyi şimdi de ne oldu da, senin ailen sana ne zaman destek oldu? Senin el çek kar kışta senin akrabalarımız bizi evden kokuyordu, eve gelmeyin diyordu.

G.Y: Ya ne akrabası ikinci üçüncü kuşaktan ihtiyaçlı insanlar onlar.

H.Y: Gittiğin amcanlar yüzüne bakmıyorlar bırak ya. Senin kendi akrabaların sana destek olmuyor diye sana maddi manevi yardımcı.

G.Y: Senin oluyorlar mı?

H.Y: Oluyorlar.

G.Y: Tamam.

H.Y: Ben ailemle konuştum, benim ailem her türlü maddi anlamda da şu süreçte yanımda olacağını söylediler ve beni de şaşırttılar.

G.Y: Sevindirici.

H.Y: Ama sen ama sen beni bu. Sen bir de varlıklı ve gerçekten bu aile bilinci olan bir ailem olduğu için kaldıramıyorsun.

G.Y: Bence bu böyle değil.

H.Y: Kaldıramıyorsun, gelip böyle şeylerle vuruyorsun. Evet ben tek çocuğum. İstediğim gibi yetiştirildim. İstediğimi de aldım. Ben başarıyı tattım. Ben başarının ne olduğunu biliyorum. Başarıyı gördüm.

G.Y: Ben.

H.Y: Pekiyi sen hayatında nerede tattın başarıyı çocukların haricinde. Nerede? Tek başına nerede başarılı olduğunu söyle? Ya 30-40 yaşından sonra üniversite okuyor adam. Kaç puan aldım bak gelip bana gösteriyor. Ya ben senin ebeveynin miyim?

G.Y: Ama benim şartlarımda ben 20 yaşında imkanım olmamıştı, olmadı.

H.Y: Bana gösterme. Ben 20-25 yaşında o diplomayı almışım. Ya sen şimdi bana gelip de bana konuş şey yapma. Sen benim yanımda eziliyorsun. Ezildiğini bu şekilde yok işte ben öyle konuştum da şöyleydi, insancılım. Hep manipüle ediyorsun. Sen bir şeyleri çok güzel konuşarak çok süslü laflar ederek istediğini istediğin şekilde empoze edip istediğine istediğini yansıttırıyorsun. Ha ben bunlara artık inanmıyorum kabul etmiyorum diye mi kötü oldum.

G.Y: Mesele sırf bu değil. Mesele bunlar değil. Senin çok benmerkezci olman.

H.Y: Evet ben, benmerkezciyim. Ben kendimi önemsiyorum. İnsan kendini önce önemsemiyorsa ne yapacak? Önce can sonra canan.

G.Y: Hangi canandan bahsediyoruz?

H.Y: Uçaklarda bile önce kendine maskeyi sonra yanındakine.

G.Y: Şimdi bak. H.Y: Ben önce kendimi düşünüyorum. Evet düşüneceğim. Ne yapayım ben kendimi feda mı edeyim? Saçımı başımı mı ortaya atayım ya? Önce kendimi düşüneceğim tabii ki de. Kendimi düşünmeseydim bu daha mı farklı olacaktı?

G.Y: Şimdi öncelikle ben senin istediğin sonucu almanı ben destekliyorum. Senin istediğinin olmasını ben destekliyorum. Tırnak arasında ben sana bu sene üniversiteye ders çalış gitme kadrolu KPSS’yi kazan kadrolu ol dedim. Sen gittin çalıştın.

H.Y: Ben kendi istediğimi yapıyorum, ben kendi istediğimi yapıyorum.

G.Y: Şimdi o ayrı okayıtlara geçsin. Şimdi ben başka bir şey anlatmak istiyorum.

A.D: Sevgili Y. Ailesi ben şurada, şurada araya girmek istiyorum. İkinizde çok güzel iletişim kuruyorsunuz. Bu noktada ikinizi de tebrik ediyorum. Birbirinize duygularınızı ifade ettiniz fakat burada ben iki noktaya takıldım. Yani şu an biz sağlıklı boşanma şeklini mi sizce konuşalım yoksa sizi boşanmaya iten sebepler üzerine mi konuşalım? O noktada biraz kararsız kaldım açıkçası bu noktada sizden biraz destek istiyorum. Hani şu an konuşacağımız şey ilk seansta boşanma sebepleriniz mi olsun yoksa nasıl sağlıklı boşanabiliriz mi olsun? (Müdahale etme, iltifat etme tekniği, yapılama, konuşmaya açık davet)

G.Y: Şimdi sizinle iletişim kurduğu için ilk önce H. Hanım cevap versin buna onun dediği gibi olsun. H.Y: Yani ben şuanda ee ya daha sağlıklı boşanmayı çünkü aynı evdeyiz mecburen. Yani birbirimizin varlığı birbirimizi geriyor.

G.Y: Beni germiyor fazla.

H.Y: Beni geriyor, ben rahatsız oluyorum açıkçası.

G.Y: Kendisi rahatsız oluyorsa saygı duyuyorum.

H.Y: Ben çünkü şey duygularıyla hareket eden bir insanım. Bu da bazen zorlanıyorum.

A.D: Çok güzel bir şey tabi, kötü bir şey değil duygularınızla hareket etmeniz.

H.Y: Ya ben mesela sevmediğim zaman karşımdaki insanı seviyormuş gibi ya da vs davranamıyorum. Ben duygularıyla o anlık tepkilerle davranan bir insanım. Hani bir önceki iki adımımı planlamıyorum. Sevmediğim insanların yanında seviyormuş gibi yapamıyorum bu bana eziyet.

A.D: Sevmediğiniz insandan kastınız kim burada mesela eşiniz mi?

H.Y: Ya işte hoşlanmadığım, sevmediğim, rahatsız olduğum için de tepkimi gösteririm. Hatta şey ben bazen çoğu zaman patavatsızlık bile yaparım. Ya söylerim tutamam içimde direkt söylerim yani öyle ya da böyle.

A.D: Açık sözlü olduğunuzu ifade ediyorsunuz yani. Yani açık sözlü bir insansınız. (Yeniden çerçeveleme)

H.Y: Evet evet.

A.D: Hı hı.

H.Y: Hani bu onun beni hani geriyor, rahatsız ediyor. Varlığından hoşlanmıyorum, yani pandemiden dolayı da mecburen kapandık aynı eve. Yani ben daha ne yapabiliriz mesela işten eve gelmesi beni rahatsız ediyor. Ben mesela geriliyorum rahatsız oluyorum. Bu süreç nasıl sağlıklı gidecek, mecburen evdeyiz.

A.D: Rahatsız olma sebebiniz eşinizi sevmemeniz mi, yoksa onunla anlaşamamanız mı? Mesela nedir bu? Biraz daha somut bir cümle alabilir miyim?

H.Y: Anlaşamamamız evet, çatışmamız. Ee yaptığı her şey beni rahatsız ediyor, beni sinirlendiriyor. A.D: Sevgi noktasındakine cevap vermediniz?

 H.Y: Yani sevgi bitiyor zaten ya, azalıyor.

A.D: Sevginiz var sadece olan olaylar yüzünden biraz zedelendiğini söylüyorsunuz öyle mi?

H.Y: İnsan olarak iyi bir insan, kötü değil yani hakkını yiyemem. Hani dışarıdan baktığında hani, dışarıdaki insan çok farklı bir insan. Hani çok efendi, çok beyefendi vs. vs. hani kötü değil. Hani dışarıda gidip insanlara, hayvanlara zarar veren bir insan değil. Hani fiziken hiçbir zararını görmedim. O anlamda bir şey diyemem. İyi o anlamda ama ben aşk anlamında evet yok. Hani sevgi olarak çocuklarımın babası. İyi bir insan. Niye sevmeyeyim? Ama aşk anlamında yok.

A.D: Şunu doğru mu anladım H. Hanım? G. Bey normalde iyi bir insan dışarıda da duruşuyla, kişiliğiyle fakat evlilik noktasında ki sizin beklentilerinizi karşılamıyor. Bu mudur mesela sizin hissettiğiniz? (Yansıtma)

H.Y: Evet evet aynen bu.

A.D: Buradaki beklenti nedir H. Hanım sizin için? Mesela örnek verebilirim. Bunların aralarında da seçebilirsiniz. Hani iletişiminiz kopuk olabilir, cinsel sorunlar yaşıyor olabilirsiniz, aileleriniz noktasında belki sınırları koruyamıyor olabilirsiniz. Ben sık karşılaşılan çift problemlerinden bahsediyorum şuan size. Bunlardan hangisi sizin ki?

H.Y: Yani iletişim şöyle. Evet, iletişimde çok ciddi bir sorun yaşıyoruz. Ben ne konuştuğunu evet şey yapıyor ama şöyle bir şey var konuştuğu zaman da benim istediğim yani benim tatmin eden bir cevap da alamıyorum. Hani ben problemimi söylerim problem ve çözülmedikten sonra o zaman niye konuşuyoruz?

A.D: Hı hı.

H.Y: Ben, ben çözülsün. Hallolsun ama yani arada olmayı sevmiyorum ben. Ya olacak ya olmayacak Ona göre bineceğim ben. Bu sergüzeşt mi diyorlar ne diyorlar. Aradaki zamanı sevmiyorum. Konuşuyoruz, konuşuyoruz ee aynı, sonuç yok. Yani bu sadece babasıyla ilgili değil, normal hayatımızda da ilgili. Mesela ben sevmedim bir şey söylediğim zaman tamam falan böyle konuşuluyor ondan sonra birkaç zaman yine aynı şeyler.

G.Y: Sevmediğin şeyler. Lütfen direkt somut örnek alalım.

H.Y: Mesela küçümsemen, hor görmen.

G.Y: Ee sıkıldım senden.

H.Y: Bu mudur yani?

G.Y: Net yani. Seni sürekli alttan almak istemiyorum.

H.Y: İyi de neden küçümsüyorsun insanları? Niye aşağılıyorsun?

G.Y: Yeterli değilsin benim için. Benim dünya görüşüm daha farklı sana göre ben daha mükemmeliyetçiyim ve sen benim için yetersiz kalıyorsun.

H.Y: Sen aynısını yapıyor musun? Ay daha mükemmeliyetçiymiş.

G.Y: Yapamıyorum çünkü sen de benim sinirlerimi tahrik ediyorsun.

H.Y: Bak ben en azından yapıyorum ve bekliyorum ama sen yapmadığın halde bekliyorsun.

G.Y: Ben yapmayıp beklemiyorum. Ben uzun süre içimde sabır göstererek bekliyorum. Şu an ne yapayım? Maddiyatım belli, gücüm belli şeklim belli hırsızlık mı yapayım ne yapayım?

H.Y: Hayır ben sana maddiyattan ne bekliyorum?

 G.Y: Senin temel mutsuzluğunun temel sebebi senin bu evdeki maddiyattan gelişen benim ekonomik zayıflığım. Benim ekonomik iktisadi gücüm yerinde olsaydı senin istediklerini yerine getirseydim benim küçük kabahatlerimin küsuratlarını bile görmeyecektin.

H.Y: Hiç alakası yok.

G.Y: Nasıl alakası yok, elbette var.

A.D: G. Bey ben burada bir şey sorabilir miyim size? G. Bey burada mesela H. Hanım demin şunu söyledi size karşı aslında sevgisi olduğunu fakat bazı davranışlardan dolayı sevgisinin zedelendiğini ifade etti. Hatta ilk problem nedir diye sorduğumda iletişim problemi dedi ama siz maddiyat olduğunu söylüyorsunuz. Sizce hangisi? (Müdahale etme)

G.Y: Bakınız ben iletişim konusunda iyiyim. İkna da ederim teselli de ederim ama ben yalan söylemiyorum. Bakın yapmadığım şeyleri yaptım demeyeceğim. Hiçbir zaman demeyeceğim ama bu temelde sorun ya cinselliktir ya da iktisadi durumdur. Başka bir ne olabilir severek evlenen iki insan arasında ne problem olabilir? Üstelik kendisi de söylüyor ben yalancı değilim.

H.Y: Yalancı değilsin konuları istediğin şekilde istediğin gibi yönlendiriyorsun. Yalancı değilsin evet doğruyu söylemiyorsun ama insanların ne duymasını istiyorsa onu söylüyorsun. Doğruyu söylemiyor, ama yalan söylemiyor ama doğruyu da söylemiyor.

G.Y: Doğruyu her zaman söylerim dürüstüm ama gerektiği zaman söylerim, Akıllıyım işte arada biraz fark var.

A.D: G. Bey. (Müdahale etme)

G.Y: Ama onun olması gerekiyor. Çünkü neden? Sen savaş açan sensin, ben kendimi koruyacağım.

A.D: G. Bey pekiyi. Bir şey şunu sormak istiyorum. Eşiniz iletişim problemlerinin ağırlıklı olduğunu söyledi. Siz sanırım ekonomik ve cinsellik üzerine sorunlar olduğunu söylediniz. G.Y: Yani temelde temelde.

A.D: Pekiyi bunları çözmek için herhangi çözüm yolları denediniz mi, birlikte konuştunuz mu? Yani şunu söylemek istiyorum. H. Hanım sorunlardan çok sanırım biraz iletişimden kaynaklı bazı noktalarda üzüldüğünü ve streslendiğini ifade ediyor. Aslında maddi ve cinsel problemleri belki çözebilirsiniz de acaba iletişim mi bu noktada engel oluyor? (Yansıtma, konuşmaya açık davet) G.Y: Şimdi bakınız daha iki buçuk, üç hafta önce bu karyolanın köşe takımının üstünde çocuklar da yanımızdaydı konuştuk. Yine iki haftada bir tekrarlayan bu sancı seanslarından bir tanesinde ben kendisine verdiğim sözleri hatırlıyorum. Ne söylediğimi de hatırlıyorum. Ne konuştuğumu da hatırlıyorum. Kendisi de ılımlı yaklaştığı için biz yine bu hale gelmeden önce bir ılımlı dönem yaşar gibi olduk ama bu aralıklar bu nöbetler çok sıklaştığı için kusura bakmayın artık ben H. Hanım sizin fikrinizi destekliyorum. Evet biz boşanmalıyız. İletişim ile ilgili sıkıntı değil. Şu an gerçekleşememesi. Ama gerçekleşmeyecek de çünkü bitecek, net olarak. Allem kullem yok. Öyle mi, böyle mi yok. Bu iş bittiyse bitti.

 A.D: Yani siz de boşanma kararında net olduğunuzu söylüyorsunuz öyle mi?

G.Y: Kendisi daha mutlu olacaksa ben bizde arabuluculuk şu bu yok öyle bir şey yok. Kendisi daha mutlu olduğuna inanıyor. Ben ilk defa sevdiğim, elini tuttuğum evlenmek için 7 yıl beklediğim bu kızı ailesinden gittim, istedim, aldım onların kızını. Belki ben de olgun birisi değilim zaman içinde insan büyüyor. Benim de hatalarım oldu ama ben iyi niyetimi hiçbir zaman bozmadığımı kendisine de burada söyledim. Defalarca söyledim. Ben iyi niyetimi bozmuyorum da Allah aşkına ben kiminle yaşlanacağım da iki hafta da bir aynı kavgaları yapacağım. Hiç gerek yok. İkinci sayfa haberlerine çıkmaya hiç gerek yok. Kendisine ben mutabakat da önerdim, kabul etmedi. Ben sana toplu para vereyim, boşanalım konsensüs içinde bitsin bu iş dedim. Hayır dedi ve çekişmeliye gidecek bu iş. Çekişmeli olacak, alabiliyorsa alacak, yapabiliyorsa yapacak. Kim haklı, kim değil hakim karar verecek. Ben burada kendisinin hiçbir hakkını yemeyeceğim. Eğer o haklıysa bütün haklarını alacak ben kesinlikle engel değilim. Ben engel olamam da. Çünkü ben katil de değilim kadın dövücüsü de değilim. Dövmüyorum ben.

H.Y: Olayları böyle güzel anlatıyor, anlatıyor ama mesela

G.Y: Bakın güzel anlatmaya geçtik biz boşanacağız diyorum onun üstüne bir yaptırım yapacakta, bundan pirim kazanacak değilim. Benim hoşuma mı gidiyor? 10 yıllık evliliğini bırakıp da çocuklarımın başına ne geleceğini düşünmek belki de çocukları aldığı zaman başlarına bir üvey baba gelecek bunları ben düşünmüyor muyum, çok mu kolay? Her şey çok mu kolay?

H.Y: O zaman gitsene G.

G.Y: Gidebilsem gideceğim zaten.

H.Y: Git kardeşinin evine.

G.Y: Ben bir yerlere gideceğim. Ben birtakım girişimler yapıyorum, ben senin dediğini derhal yapmak zorunda değilim. Ben bu evde şuan bir sakiniyim. Kendi hakkıma düşen kısımlarını kullanıyorum ve benim de düşündüğüm zaten çocuklarla bu evde kalın oturun şeklindeydi ama sen bunları söyletecek konuşacak ortamı bile üretmedin. Ben sana söylüyorum mutabakat yapalım diyorum. Ben sana mutabakat yapalım diyorum.

H.Y: Yani sen beni kaldırıyorsun, Sen beni G. ya bırak sen beni kandırıyorsun. Sen benim fikrimmiş gibi kendi fikrini empoze edip elime üç beş kuruş sıkıştırıp postalamaya çalışıyorsun.

G.Y: Nasıl üç beş kuruş ne kadar ya, nedir senin istediğin para nedir?

H.Y: Ya ben yasal haklarımı zaten alacağım.

G.Y: E tamam olmayanları ne, olmayanlar?

H.Y: Olmayan bir şey yok zaten.

G.Y: O zaman neden mutabakat yapılamıyor?

H.Y: Niye ben yapacağım ya? Zaten hakimin karşısına çıkacağız. Mahkeme karar verecek zaten.

G.Y: Tamam hakim karar verecek, hakim karar verecek.

A.D: G. Bey ben bir şey sormak istiyorum. Demin boşanma noktasında daha çok H. Hanım eğer öyle mutlu olacaksa boşanalım düşüncesindeymişsiniz gibi anladım ben söylediklerinizden. Pekiyi bu noktada ben şeyi merak ediyorum boşanırsanız siz mutlu olacak mısınız? Yani bu sizin kararınız mı? H. Hanım istediği için mi boşanıyorsunuz? (Yansıtma, konuşmaya açık davet)

G.Y: Benim için çok zor olacak ama imkansız değil. Olacak. Yani alıştığım bir düzenimi terk edeceğim. Olacak bu iş olacak. A.D: Peki hukuki süreç başladı mı H. Hanım?

H.Y: Ne gibi anlayamadım. Boşanma süreci mi?

A.D: Yani boşanma davası açıldı mı?

H.Y: Daha açmadık davayı da açacağız yani bu yakınlarda. Yani ee ya zaten bunu isteyen yani en başta bendim hani dillendiren yani. Çünkü ben böyle sergüzeştleri böyle şeyleri sevmiyorum. Hani daha net. Hani önümü göreyim. İşte ne olacağımız belli değil. Çünkü ben dediğim gibi duygusal bir insanım. Hani bir öyle bir böyle şöyle değil yani ya sevildiğimi ya değer verildiğimi bileyim ya da yani yoksa yok. Hani çünkü bu beni de yıpratıyor. Hani ben de bu sefer duygularım değişiyor, agresif oluyorum. Daha çok sinirli oluyorum. Daha çok işte öfkeli oluyorum. Hani bu beni de yıpratıyor. Hastalanıyorum. Hani o süreçte ben en başta istiyorum. Diyorsunuz ya sevgi kaldı mı? Ben eve geldiğinde huzursuz oluyorsam demek ki sevmiyorum. Yani evden gitmesi beni daha rahat yani daha sakinim ben. Sen evden gidince biz çocuklar evde daha sakin olduğumuzu düşünüyorum. Daha beraber bir şey yapabiliyoruz. Ben G.’i gördüğüm zaman böyle bir elektrikleniyorum yani rahatsız oluyorum.

G.Y: Cinleniyorum diyor.

H.Y: Evet. Aynen şeytan çarpmışa dönüyorum ve gerçekten haz etmiyorum.

G.Y: Pekiyi özel konulara girebilir miyim Hülya Hanım izin var mı, başka şeyler açabilir miyiz, açabilir miyiz başka şeyler?

A.D: Özel konulara girebilirsiniz. Ama.

 H.Y: Ne gibi?

G.Y: Herhangi bir şey. Hani her şeyi konuşabiliyor muyuz?

A.D: Tabii ki ama ben şunu öğrenmek istiyorum Ben şu anda size iki şekilde yardım edebilirim ve buna sizin karar vermeniz gerekiyor. Sağlıklı bir şekilde nasıl boşanabilirsiniz bunun üzerine mi konuşalım yoksa hani boşanma sebepleriniz üzerine mi konuşalım. Buna eğer karar verirseniz ben de ona yönelik sorular sorarak ona yönelik ekol ve müdahale yöntemleri belirleyeceğim. Sizin sorunlar üzerinde amaçlar oluşturmanıza, bu sorunları çözmenize yardım edeceğim ama eğer direkt boşanma kararınız netse o noktada daha farklı amaçlar ve çözümler oluşturmanız gerekecek.

G.Y: İlk önce şöyle yapabilir miyiz? İlk önce boşanma sebepleri üzerinden konuşalım.

A.D: Eğer ikinizde böyle diyorsanız

G.Y: Ben neden boşandığımı öğrenmek istiyorum.

H.Y: Sen neden mi? Ben neden boşanıyorum.

G.Y: Ben neden boşandırtıldığımı neden dul bırakıldığımı öğrenmek istiyorum.

H.Y: Beni niye suçluyorsun? Yani sanki ben mutsuzluk yaratıyormuşum ben mutsuzmuşum gibi. Bu karşılıklı bir şey.

G.Y: Elbette canım.

H.Y: Sen karşındaki insana o şeyi vermezsen ben de aa ne güzel, mutsuz olayım hep mutsuzum ama mutlu edeyim mi diyeceğim?

G.Y: Onu ben demiyorum zaten, hiç demiyorum şuan.

H.Y: Demeyeceğim yani o zaman karşılıklı bir şey yani.

G.Y: O zaman açığa çıksın canım. Belki de dersin ki bu adam aslında yeterince değil, değilmiş aslında kötüymüş mü bir konuşalım ya.

A.D: H. Hanım sizin için de bu durum geçerli mi? İlk önce boşanma sebepleri üzerine mi konuşalım yoksa sağlıklı boşanma üzerine mi? Yani sizde, ikiniz de ortak bir karar verirseniz ikinize yönelik bir müdahale gerçekleştireceğim çünkü.

H.Y: Ya bizim boşanma sebeplerimiz aslında belli biliyoruz, hepimiz de biliyoruz iletişim sorunu işte artık tahammül edememe vs.

G.Y: Ya bu iletişim sorunu nedir ben bunu bir anlamak istiyorum ya.

H.Y: Yani hani bunun artık konuşsak da yine biz bu konuda ortak da noktayı bulamıyoruz. Yani ben kendime göre haklıyım. O kendine göre haklı. Ben hani haklı olduğum şeyleri savunuyorum o haklı olduğu bu böyle gitse uzayıp gidecek. O da kabul etmiyor.

A.D: O zaman ben şöyle söyleyeyim bir kere zaten aile danışmanlığı desteği almanız, ikinizin de evlilik noktasında, sağlıklı boşanma ya da sorunlar üzerine konuşarak sorun çözme noktasında bu sizin güçlü bir yönünüz. Bu aslında boşansanız dahi birbirinize ve ailenize değer verdiğinizi gösterir. Yani bu noktada da ikiniz de çok güçlü bir yöndesiniz sizi tebrik ediyorum. Her ilişki bunu yapamıyor. Çift olarak bile terapiye katılamıyorlar. Bu noktada siz çok güçlüsünüz fakat eğer ikiniz de diyorsanız ki sorunlar üzerine konuşalım. Sorunları böyle karma yani karmaşık bir şekilde konuşamayız. Yani tek tek sorunları ele almamız lazım. İşte bunları genelleyebiliriz. İletişim sorunları olabilir, cinsel problemler olabilir, aile sınırları olabilir ya da çocuk problemleri olabilir. Bu sorunların herhangi biriyle başlayarak ikinizde karşılıklı konuşarak biz bunları çözebiliriz. Bu muhtemelen bir iki seansta bitecek bir şey değil. Belki sürebilir. Sadece şunu söylemek istiyorum, eğer boşanma süreci ya da dava başlayacaksa çocukların bunu çok haftalar öncesinden öğrenmesi gerekir. Boşanma müdahalesine gireceksek boşanmayı da sağlık olarak konuşmamız gerekir çünkü boşansanız bile çocuklarınızın annesi ve babası olarak rolleriniz devam edecek. Eğer şuan problemler üzerine konuşacaksak problemleri belirleyelim ve onların üzerine düşünelim. Ben çünkü şurada şunu sezdim. Belki sorunlar üzerine konuşursanız yuvanıza dair ya da ailenize dair belki çok daha farklı sonuçlara yol açabilirsiniz ama yine de karar sizin, birlikte verdiğiniz karar üzerine ilerleyebiliriz. Sorunlar üzerine konuştuktan sonra da boşanma kararı verebilirseniz, tamamen sizin isteğinize bağlı. (Güçlü yönlerine odaklanma, yapılama)

H.Y: Yani aynı şeyi tekrar edeceğiz. Ya ben hani şey.

A.D: H. Hanım bu noktada bir şey söyleyebilirim. Çözüm yolları hani denenmiş çözüm yollarınızı da konuşacağız. Belki sorunları çözerken denediğiniz çözüm yolları da sizi tekrardan o soruna geri döndürüyordur.

H.Y: Aynı şeyi tekrar etmemiz mi?

A.D: Mesela bir sorun vardır ortada. Hı hı bir sorun vardır ortada ve o sorunu çözmek için G. Bey ile siz bir çözüm yolu denemişsinizdir ama bu çözüm yolu da sizi tekrar o soruna götürerek aslında sizi bir kısır döngüye sokmuştur. Böyle şeyler aile vakalarında çok fazla görülüyor bu sizin sorunlu biri olduğunuz anlamına gelmez. İsterseniz, yani tercih sizin. İsterseniz direk boşanma üzerine de konuşabiliriz ama şuan sizi birlikte görmem bu noktada gerçekten sizin çok güçlü bir yönünüz. O yüzden yine son karar sizin. Ben şuan size bırakıyorum tercihi. G. Bey anladığım kadarıyla biraz daha sorunlar üzerine konuşma taraftarı. H. Hanım bu noktada sanırım biraz sizin kararınız bizi etkileyecek. (Güçlü yönlerine odaklanma)

H.Y: Yani şöyle G. Bey bu konuda konuşup da hani ee manipüle etmesinden şey yapıyorum, tedirgin oluyorum.

G.Y: Manipüle etmeyeceğim. Tamamen suçlu çıkaracağım.

H.Y: Kendini mi? (Birbirlerine bakıp gülerek)

G.Y: Seni. (Birbirlerine bakıp gülerek)

H.Y: Yani hani aslında şöyle bir şey ben zaten kendimi biliyorum da.

G.Y: Biz de biliyoruz. Hepimiz birbirimizi biliyoruz.

H.Y: Ya benim gibi olamıyorsun diye şey yapma yani.

G.Y: Ben sen değilim ki nasıl olayım?

H.Y: Ben şahsına münhasır insanım.

 G.Y: Evet şahsına öyle bir şey.

H.Y: Ben hani netim. Her söylediğimi söylüyorum.

G.Y: Bugün net ama yarın başka türlü. H.Y: Hayır duygularım var diye, ikiyüzlü olmadım diye mi?

G.Y: Doğru iki yüzlü değil ama yanar döner.

H.Y: Yanar döner ne ya?

G.Y: Öylesin bir gün öbür türlü mutlusun. Bir gün öbür türlü yani.

H.Y: Beni mutlu eden bir şey bu olabilir. Ertesi gün başka bir şey mutlu ediyor.

G.Y: Tamam işte biz bu geçişlere biz başka şeyler söylüyoruz.

H.Y: Ay niye aynı şey yani sen yolda giderken aynı şeyi aynı mı görüyorsun?

G.Y: Ya ben aynı adamım benden bu kadar nefret etmene gerek yok ki

H.Y: Ya hayır aynı derede kırk kere yüzebiliyor musun? Bu da benim aynı işi aynı şekil yapmamı bekliyorsun.

A.D: O zaman isterseniz sorunlar üzerinden başlayalım çünkü şöyle bir şey var H. Hanım. Tabii ki siz kendinizi çok iyi tanıyorsunuz, eşiniz sizi eminim çok iyi tanıyordur ama üçüncü bir kişinin belki daha farklı şekilde değerlendirmesi gerekebilir. Bazen olayın içerisinde olursak olayı göremeyiz ya, objektif değerlendiremeyiz. Bu kendimiz de olsak çocuğumuz da olsa aile içinde herhangi biri de olsa o yüzden hani bende belki değerlendiririm. Manipüle etme vs. bu noktada korkularınız olmasın. Ben ikinizi de çünkü eşit derecede dinleyeceğim, eşit derecede söyleyeceğim. Yine bundan sonra karar sizin tabii ki. Yine boşanmak isterseniz onun üzerine de konuşabiliriz ama dediğim gibi ben sizin kararlarınız üzerine hareket etmek zorundayım. Ona göre destek sağlamak zorundayım size.

G.Y: Bir şey söyle de ona göre hareket edeceğiz.

H.Y: İyi hadi öyle olsun. G.Y: Öyle olsun diyor kendisi.

H.Y: Yani ben istemiyorum açıkçası. Yani artık girdik bu yola. Yani öncesini konuşmak bana anlamlı gelmiyor.

A.D: İstemiyorsanız tabii ki zorlayamayız yani hayır hayır. Direkt boşanma aşamasını konuşabiliriz Hülya Hanım.

H.Y: Evet ben direkt boşanma aşamasını konuşmak istiyorum. Yani ben onu istiyorum. Eee Daha öncesinde de çözemedik. Yok çözülmüyor, kalan şeyler yani yok. Hani ben şey yapamıyorum. Atamıyorum üstümden.

A.D: Denemek istemiyorsunuz yani bir kere daha.

H.Y: Bak konuştuğumuz zaman daha çok üzüleceğimi biliyorum. Konuştukça üzüleceğimi de biliyorum. Ben yıpranacağım. Gerek yok. O yüzden ben boşanmaya hani, girdik bir yola bitirelim bari yolu.

 A.D: Pekala. Tabii ki bunun kararını siz vereceksiniz. O zaman direkt sağlıklı boşanma üzerine konuşalım. Ama ondan önce ben şunu söylemek istiyorum. Mesela evlilik tarihiniz nedir ve kaç yıldır evlisiniz? Tarihini söylemek isteyen var mı? Evlilik tarihini.

H.Y: Düğün tarihi mi? Şey 9 Nisan 2011. A.D: Normal severek evlenmiştiniz değil mi? Görücü usulü vs. oldu mu?

H.Y: Evet. Yok hayır severek. Ee 5-6 yıl falan flört ettik işte sevgili olduk sonra evlendik.

A.D: Pekala. H.Y: Toplam 15 yıllık aslında bir birlikteliğimiz var belki daha fazla 16 yıl.

A.D: Ne kadar güzel. Yine medeni bir şekilde o zaman boşanma süreçlerini de eminim saygı ve sevgi çerçevesinde bitirebilirsiniz çünkü anne ve baba olarak kalmaya devam edeceksiniz Bu yüzden iletişiminiz her zaman sağlıklı bir şekilde devam etmeli ama bu noktada yine H. Hanım yani sağlıklı boşanmadan beklentinizi ben somut olarak duymak zorundayım. Hani sağlıklı boşanmadan kastınız sizin için ne ifade eder, çocuklarınız için nasıl olmalı? H.Y: Ya karşılıklı aşağılamadan, kavga etmeden küçümsemeden bağırılmadan. Eee maddi şeyleri karşılıklı bir şekilde verilmesinden. Karşılıklı mağdur edilmemekten.

A.D: Hı hı. Yine daha çok iletişim sorunları üzerinde durdunuz aslında. Pekiyi. H.Y: Yani iletişim sorunları.

A.D: Aşağılanmak üzerine çok durduğunuz Hülya Hanım. Yani aşağılanmadan boşanmak, bu nasıl, bunu biraz açar mısınız? Nasıl bir aşağılanma sürecinden geçiyorsunuz?

H.Y: Ya aslında benim en çok zoruma giden bu otuz küsur yaşına gelmiş bir insan. İşte yaptığı her şeyden işte küçümseme, aşağılama, çocuklarım. (Ağlayarak) G.Y: İşte örnek ver.

H.Y: Örnek mesela. Geçen bir şey oldu yine böyle olduğu bir zamanda hiçbir gerginlik yok.

G.Y: Ya gerginlik yoktu ben gergindim.

H.Y: Ya işte çok böyle ılıman bir zamanda, benim annem namazında niyazında bir kadın. Bir şey oldu. “Aaa! Dedim annemi arayayım da annem bana dua etsin.” Hani böyle bir hiçbir şey yok. Ben niye öyle dedim. İşte ben Müslüman mıymışım, müslümanlar dua eder demiş. Ne yapmışım da dua istiyormuşum. İşte kafir gibi bir şeyler söyledi.

G.Y: Yok kafir felan demedim. Sen nasıl Müslümansın da hayır duası alacaksın? Böyle gerçekleşti. H.Y: Ben de dedim ki müslümanlık nedir yani? İki namaz, namaz da kılmıyor kendisi.

G.Y: Nasıl kılmıyorum, belki kılıyorum ne bileceksin?

H.Y: Belki ben de kılıyorum. Sen nereden biliyorsun? Allah ile benim adamda. Hayır yani iki namaz kılmak mı Müslümanlıkla alakalı? Yok ondan sonra dur başka ne dedi, bir işimiz vardı aa tabii işin bitti ya menfaate döndü. Menfaatçiye döndü. Sonra Müslümanlık nasıl bir şey? İşte çalmıyorum çırpmıyorum. Ee ben o zaman çalıp çırpıyor muyum? (Ağlayarak)

A.D: G. Bey.

G.Y: Dolaylı anlattın, öbürü ben anlattım.

A.D: G. Bey eşinizin Müslüman olmadığını mı düşünüyorsunuz?

G.Y: Yani o an canım sıkkındı. Demek ki aslında içimde de o varmış onu söyledim. Evet yani bunu ben söyledim.

A.D: Bazen stresli olduğumuz anlarda yani hatalı davranışlarda bulunabiliriz. Bu bizim gerçek karakterimizi yansıtmayabilir. (Kişiselleştirme)

H.Y: Hayır. Bunu ilk defa söylemiyor. Bunu daha öncelerde de bu şekilde bu tarz şeylerde dile getiriyor. “Aaa! Sen Müslüman mısın, nasıl Müslüman mısın. Ne yaptın da, ne belli? Ateist misin, şusun busun.” Böyle şeyler söylüyor. (Gülerek)

G.Y: O ara takılıyordum ateist misin derken ama öbüründe ben gergindim.

H.Y: Her zaman.

G.Y: Her zaman değil ya. 5-6 kere ya.

A.D: Yani siz espri yaptığınızı mı söylüyorsunuz G. Bey? Öyle düşünmediğinizi.

G.Y: Ya onları ben takılıyordum da. O geçen mevzuunun gerginliğin olduğu tarafta ben zaten biraz da deşarj oldum yani.

A.D: Yani stres üzerine söylediniz öyle düşündüğünüz için değil öyle mi?

G.Y: Onlar evet aslında öyle söyledim diye değil, yani o şekilde inandığım için değil. Ama çok da yani tutarlı değil açıkçası. (Açıklamasından sonra odaya giren çocuklarını çıkarmak için kalkan Hülya Hanım’ı beklememizi önerdi. 35 sn kadar Hülya Hanımı bekledik)

 H.Y: Bitti mi?

G.Y: Yok seni bekledik.

 A.D: Hoş geldiniz.

A.D: Ben G. Bey’e şeyi soracaktım H. Hanım. Size o kelimeleri, mesela işte Müslümanlık noktasında söylediği kelimeleri espri yollu veya stresli olduğu anda söylediğini söyledi. Ben G. Bey’e şuan sormak istiyorum. Eşiniz bu noktada size nasıl bir tepki verdi G. Bey? Siz stresli bir şekilde O’na söylediğinizde eşinizin tepkisi ne oldu hatırlıyor musunuz?

G.Y: Çok bozuldu.

A.D: Siz ne yaptınız?

G.Y: Alındı. Ya ben çok gergindim. Sürekli aynı şeyleri yaşamaktan bıkmıştım. Aramızda bir şey da yoktu ama bu sefer ben yaptıkça yaptım yokuş yani çok net. Daha yeni tartışmadan çıkmıştım. Ben içimde farkındaydım. Bak G. oğlum yavaş git bak yine başına bela alacaksın dedim ben birkaç gün önceden ama bu sefer sorunu ben yarattım. Orada hatalı benim. Net yani, çok net. Çünkü ben artık kaldıramıyordum. Bana battı yani, bir şeyler bana battı.

A.D: Hatalı olduğunuzu fark ettiniz yani ama herhangi bir müdahalede bulundunuz mu eşinize hatalı olduğunuza dair kabullenme, özür dilime vs.?

G.Y: Yok özür dilemedim, hiçbir şey yapmadım. Kavga ortamı oluştu, hemen boşanalım dedi. Ben de kabul ettim, ben de kaldıramadım. Yeter yani.

A.D: Pekiyi özür dilemeniz gerekir miydi?

G.Y: Bana da geldiler. Gerekir mi, gerekir ama. Bunu kabul edecek biri değil. Bana yüzsüzsün der, bilmem nesin der. Ben suçlu kalmak istiyorum şuan.

A.D: Tamam bunu kendisine, bunu H. Hanım’a soralım. H. Hanım mesela o olayda eşiniz özür dileseydi gerek yok mu derdiniz? Eşiniz böyle söylüyor.

H.Y: Ya ilk defa yapılan bir şey olsa tabii ki hani beklerdim ama bunu her zaman yaptığı için, özrün de bir şeysi yok. Hep aynı şeyleri tekrar tek seferde söylenen değil. Bu normal rutini gibi oldu. Hani bu tarz şeyler, bu tarz söylemler artık onun rutini oldu.

G.Y: Pekiyi, on küsur yıldır birlikteliğimizde sen mi daha çok beni alttan almışsındır, ben mi seni almışımdır?

H.Y: Karşılıklıdır o.

G.Y: Oran ver bence ben. Rakamsal bir şey söyle.

H.Y: Yüzde 50.

G.Y: Yüzde elliymiş. Tamam evet. Yüzde elli yüzde elli aslında birbirimize anlayış göstermişiz.

A.D: Çok güzel eğer eşit derecede birbirinize gösterebildiyseniz bu harika bir şey. Pekiyi G. Bey ben şeyi sormak istiyorum. Hani H. Hanım dedi ya sürekli olarak bana bunu yapıyor, eleştiriyor diye. Sürekli olarak bunu yaptığınızı düşünüyor musunuz? ( İltifat atma tekniği, Konuşmaya açık davet)

G.Y: Sürekli olarak bunu yapmıyorum. Kendisinin sinirleri çok yıpranmış vaziyette. Ee şey değil yani, taciz boyutunda sürekli dönen bir şey değil. Benim de hoşuma gitmiyor yani.

H.Y: Dini olmasa da başka bir şeyleri söylüyor.

G.Y: Tamam başka bir şey de olabilir yani.

H.Y: Başka şeyleri söylüyor. Bu olmazsa bu. Hep böyle bu tarz şeyler.

G.Y: Yani sürekli benim onu eleştirmem kendisini dayak yiyormuş gibi hissetmesine sebep oluyor.

H.Y: Evet eleştirmen her şeyde.

G.Y: Ben çok pis eleştiririm doğrudur. O kadar da eleştirmiyorum kendisini doğru bu aralar ama eleştiririm yani.

H.Y: İşte iletişim kurduğumuz zaman daha çok iletişim. Mesela bakın şeyi fark ettim. Biz aslında iyi olmak istemiyorum ben. İyi olduğumuz zaman ben ona o tavizi veriyorum. İşte eleştirme, dalga geçme, hor görme, küçümseme bu tarz şeyleri hani ben ona o primi veriyorum. Daha uyumlu daha yumuşak olduğum için ama gerginken daha iyiyiz. Ben daha mutluyum. (Ağlamaya başlar) Yani en azından böyle şeyler duymuyorum.

 A.D: H. Hanım sizce eşiniz neden böyle davranıyor, iyiken neden böyle bir şey yapıyor? Yapmadığı zamanlar oldu mu? Kaç yıldır berabersiniz artık birbirinizi tanıdığınızı düşünüyorum. (İstisna soru tekniği)

H.Y: Ya bilinçaltındaki eksikliğini bu şekilde dışarı vurduğunu düşünüyorum. Çünkü bir insan bunu tekrar, ben de farkındayım onda bu eksiklik var. Hani kişi kendinden bilir işi ya.

A.D: Hı hı. H.Y: Mesela şey diyor işte İki tane diploman var ne yapıyorsun, ne ediyorsun, ne işe yarar? İşte ne kadar ne kazanıyorsun ki, ne yapıyorsun ki bunu söyler. İşte çocuklar olumsuz bir şey yapsınlar ya da ne biliyim olumsuz bir ders notları olsun, işte beceriksizsin. İlgilenmiyorsun. Bak ne kadar yaptın, bu yaptın. Çocuklara bir şey alırım. Onu kırdılar bozdular. İşte sen onları gereğinden fazla şımartıyorsun. Bu konuda eleştirilirim. Neyse o artık bu dini şeylere niye girdik onu da anlamadım. Ahlak şeylerine girer. Ondan sonra dur başka neler var.

G.Y: Neymiş o ahlak şeyler?

H.Y: İşte, Öyle şeyler yani. Bilinçaltında, kendinde eksik olan şeyleri.

A.D: H. Hanım eşiniz ne zamandan beri bu şekilde davranıyor pekiyi?

H.Y: Yaa yıllardan beri böyle yapıyor. Ama artık ben de şey yapamıyorum. Yani şöyle söyleyeyim. Son 5 yılda beni bir toplum içinde de rencide ediyordu. Sonra ben onu uyardım, hani artık onu bıraktı, toplum içinde rencide etmeyi bıraktı ama son 5-6 yıldan beri bu var. Yani devam eden bir şey.

A.D: Pekala. G. Bey eşiniz sürekli acımasız olarak kendisini eleştirdiğinizi söylüyor ve toplu ortamda da bunu yaptığınızı söylüyor. Bu noktada siz ne söylemek istersiniz. Bunu yapıyor musunuz?

G.Y: Toplum önü ya da arkası ya da dışında bir şey yapıyor olmak benim için çok farklı değil ama yine kişi için önemli bu yani ben içeride farklı dışarıda farklı hareket etmiyorum. Lakin bazı şeylerin kapalı olması tabii ki doğru ama bir sürekliliğin böyle bir şeyin sebebi olmalı, sürekliyse neden sürekli. Niye yapıyorum? Ben de deli değilim herhalde.

A.D: İşte ben de bunu size soruyorum.

G.Y: Bir şeylerin içimde eksiklik vardır, olabilir. Tam olmayabilirim.

A.D: Mesela neden bu noktada acımasız bir eleştiri yapıyorsunuz. Gerçekten H. Hanım’ın söylediğine hak veriyor musunuz?

G.Y: Bence H. Hanım biraz teknik konularda beceriksiz. Dakika, metre, mesafe… Yani benim hayatımı kolaylaştırmıyor. Bir yere gider beklersin, bir saat bekleriz. Mesela bu konuda insan bence eleştirilebilir. En az 45 dk. bekleme standartı olmaz insanın mesela. Doğru mu doğru bence ben seni bekliyorum gerektiğinde. Bir yere gelinecekse ona göre ama bir yerde bir şey yapılacaksa, konuşmuşsak, ortak hareket edeceksek ben kesinlikle uyumluyum. Öyle körü körüne dibine kadar eleştirmiyorum. Sadece benim içimdeki mükemmeliyetçilik denen hastalık ortaya çıkıyor bazen. Bazen kızıyorum. Özellikle bundan 5 sene önce ben de şekerle ilgili sıkıntı vardı. Ben de farkında değildim. Haşladım geçtim hepsini çoluk çocuk hiçbirini ayırt etmedim. Sonra baktım ne oluyor felan ama bazı şeylerin yine de halen daha farkında olmayabilirim ama ben çıkıp konuşulduğu zaman benimle iletişim yani konuşabilirsin ama gerçekler üzerinden. Duygular üzerinden ben hareket edemem, algılamıyorum ben bunu. Ben duygusallıkla algılamıyorum ama duygusal olduğu için de kendisini yargılamıyorum. Şöyle diyorum. Kendisi öfkeli, benmerkezci ve biz birbirimizle uyumlu değiliz. Bizim yaratışlarımız farklı. Bak ben seni övmedim ama eleştirmedim. Sen öylesin dedim. Şuan açık yani.

H.Y: Tamam sen benim her zaman duygularımla hareket ettim diye laf ediyorsun, eleştiriyorsun.

G.Y: Sadece duygularıyla hareket eden bir insan değilsin. Sen bu konuda tedaviye ihtiyacın var.

H.Y: Ama niye ben bu kalbimden mutluyum ama yani, şikayetçi değilim.

G.Y: Nasıl mutlu olabilirsin, sen kocandan boşanıyorsun. Belki 2 çocuğunun velayetini kaybedeceksin. Sen nasıl mutlu olabilirsin?

H.Y: Ya ben bundan mutsuz değilim ki. Ben duygularımla hareket ediyorum diye.

G.Y: Mutluymuş. Mutluysa problem olmaması lazım. Bakın mutluymuş.

H.Y: Ben bak, sen mutsuzsun. Ben mutluyum. Benim bunla ilgili bir sıkıntım yok.

G.Y: Bun şuan, çatışıyoruz şuan. Bölüyoruz şuan, şirketi ikiye böleceğiz.

H.Y: Olacak bir şey değil mi?

G.Y: Olacak. Tamam niye diyorsun ki kendisi en başta çirkeftir?

H.Y: Değil misin?

G.Y: Değilim.

H.Y: Sen menfaatine göre çirkefleşmiyor musun?

G.Y: Menfaatçi olsaydım bu zamana kadar biliyorsun şuan ben başka yerdeydim. Biliyorsun ben neleri terk ettim.

H.Y: Ayy! O da karşılıklı bir şeydir bak. Onu da anlıyorum Karşılıklı bir şey sen nasıl insanların sabrını zorluyorsan, insanlar da senin sabrını zorluyorlar kusura bakma sen de şey değilsin. İnsanları kendine göre çeviriyorsun.

G.Y: Sütten çıkmış ak kaşık değilsin demek istiyor. Ahahaha. (Kahkaha atarak)

H.Y: Yani ee yani hani politiksin. İnsanları kendine göre çeviriyorsun.

G.Y: Ben insani ilişkilerde insanları kafaya alarak, onları manipüle ederek bir kazanım elde etmeyi hiç sağlıklı düşünmedim. Şuana kadar böyle bir şey olmadı. Ben giderim onunla ahbap olurum kendime çekerim.

H.Y: Pekiyi yaptığını kabul ediyor musun?

G.Y: Yapmadım ki.

H.Y: Hayır insanları manipüle ederek İstediğin fikri istediğin şekilde empoze edip davranmıyor musun?

G.Y: Hayır. Onların gerçek yüzlerini açığa çıkarttırırım. Ben çizgimi bozmam onlar içindekileri dökerler. Ben onları ona yapmaya mecbur bırakırsam zaten suçlu olurum ki. Ben sadece seninle bu evin içinde bir hayat yaşamıyorum. Daha resmi protokolleri olan yerlerde yaşıyorum.

H.Y: Eee tamam ben de dışarıda hani sen bundan rahatsızsın ya benim dışarıdaki sosyal hayatımda da kimse bundan rahatsız değil. Bir tek rahatsız olan sensin.

G.Y: Sen onlarla evli değilsin hayatım. Her şeyini bilen benim.

H.Y: Tamam ama dışarıdaki insan.

G.Y: Onlar seni bilmez.

H.Y: Sosyal insanlarla çevre, arkadaşlık, dostluk. Baktığımızda çevre arkadaşlık kısmında benim arkadaş çevrem daha geniş, dostum daha geniş. Ha bu dost şöyle bir şey hani arkadaş sayısı değil. İyi gün de kötü günde destek olacak dostlarım da daha fazla.

G.Y: Olabilir, başarısı olabilir bu konuda. Tebrik ediyorum.

A.D: Sevgili Y. Ailesi.

H.Y: Demek ki hatalı değilmişim ben. Benim yanlış gözlemlediğim değil.

G.Y: Ne kadar hatalıyım demen gerekiyor?

H.Y: Ya hayır ben daha mutluyum yani içgüdüsel davrandım diye duygusal davrandım. Suç değil. Bunu anla.

G.Y: Bu suçtan değil. Bunu anlıyorum ama ben ne kadar suçluyum ne kadar doğruyum. Bunu duymak istiyorum. ( Ağlayarak)

H.Y: İyi de ben bundan da şikayetçi değilim. Ben bundan da mutluyum.

G.Y: Güzel, şikayetçi değilsin. Niye biz buradayız ya? H.Y: Hayır ben memnunum sorun değil. Sorun değil yani. Ben insanlarla iletişime hani seviyorsam konuşurum ya da sevmiyorsam konuşmuyorum ya da sevdiğim insanlarla bağlarım daha kuvvetli diye ben suçlu olamam.

G.Y: Başkasıyla kurduğun iletişimi kuramayıp bana karşı ben haksız olduğum düşündüğün bir şey de bana karşı diretemeyip çözüldüğün için garip bir korkuya kapılmışsın sen. Kendini ifade edemiyorsun.

H.Y: Hayır.

G.Y: Sen kendini bana ifade edemiyorsun.

H.Y: Çok doğru ifade, sen anlamıyorsun belki. Ben çok doğru bir şekilde ifade ediyorum.

G.Y: Anlayacağım şekilde anlat.

H.Y: Ben söylüyorum.

G.Y: Bence doğru değil, bence yeterli değil.

H.Y: Gene burada bir iğneleme.

G.Y: Senin beklentilerin var, beklentilerin var. Beklentilerin karşısında ben her şeyi veremeyebilirim. Bir bunu sen de farklı yöne çekiyorsun.

H.Y: Ama çabalamıyorsun.

G.Y: Ben ne yapacağımı bilmiyorum şuan. Ne yapayım sana? Sınava giriyorum, okul okuyorum, işe gidiyorum, çocuklarla oynuyorum. Ben sizinle bu evde muhabbet etmek için varım. Sizin yaptığınız şeylere katılıyorum ama senin heyheylerin geldi mi ben ne yapacağımı bilmiyorum.

H.Y: Çocuklar, ay ne yaptın elinde telefon tık tık tık. Evet

G.Y: Telefonla da işlere bakıyorum, telefonla da ilgileniyorum. Benim günlük instagrama girme ortalamam telefonun verdiği veriye göre 42 dk. 42 dakika çok mu ya?

H.Y: Oyunlar?

G.Y: Oyun oynuyorum. Doktor bana oyun oyna dedi. Psikiyatriye gittim doktor oyun oyna dedi.

A.D: Sevgili Y. Ailesi ben bir şey söylemek istiyorum bu noktada.

G.Y: Hobi edin dedi, oyun oyna dedi. Sürekli iş yapma dedi. Sürekli bir şeyleri düşünme dedi.

 A.D: Pekala bu noktada sadece şunu söylemek istiyorum. Demin G. Bey bir şey söyledi: “Biz farklıyız” dedi. Farklılık bu noktada çok kötü bir şey olarak elde edilemez çünkü her insan farklıdır. Hiç kimse birbiriyle aynı olamaz hatta önemli olan evlilikte zaten farklılıkların bir olmasıdır, anlaşılmasıdır. H. Hanım siz de şeyi söylediniz. Duygusal bir insan olduğunuzu söylediniz fakat bu da kötü bir şey değil. Hatta çok daha güzel bir şey. Bizi insan yapan duygularımızdır. Bunun haricinde ben genel anlamda sizin ilişkinize veya aile düzeninize şunu söyleyebilirim. Buraya katılmanız, gelmeniz, bir şeyleri çözmek istemeniz bile sizin çok güçlü bir yönünüz gerçekten. Seansın sonuna geldik şuan da. Ben bu noktada sadece ilk başta ön değerlendirme ve ön bilgilendirme aldığımda boşanma üzerine konuşacağız diye gelmiştim fakat aslında G. Beyin daha çok boşanma sorunları üzerine konuşmak istediğini gördüm. H. Hanımın boşanmak üzerine konuşmak istediğini gördüm fakat yine de biz seans boyunca daha çok boşanma sorunları üzerine konuştuk. Zaten ilk seans genelde böyle tanışma niteliğinde geçiyor fakat ben bir dahaki seans yine ikinizi birlikte görmek istiyorum. Daha sonra belki bireysel olarak tek tek eşit olmak üzere ikinizi de alabilirim. Bir dahaki seansa kadar sizden şöyle bir ricam var. İlk önce boşanmak mı istiyorsunuz ya da boşanma sorunları üzerine mi konuşmak istiyorsunuz bu noktada daha net bir karara varmanızı rica edeceğim. Buna ek olarak size bir ödev vermek istiyorum. Ödev kapsamında size envanter atacağım. Envanterimiz ilişki anamnezi, bunun haricinde boşanma kararınız eğer netleşirse boşanmadan, sağlıklı boşanmadan beklentileriniz neler? Yani bu noktada boşanmak çocuğunuzu nasıl etkilesin istiyorsunuz, çocuğunuz bu süreçten nasıl etkilensin istiyorsunuz, siz ya da eşiniz nasıl etkilensin istiyorsunuz? Bu noktada düşünmeniz hatta eğer elinizden gelirse bir kağıda yazmanızı istiyorum. Bir dahaki seansında ben bir hafta sonra olmasını istiyorum açıkçası daha sağlıklı olması açısından hem siz de düşünürsünüz. Uygun bir saati ve zamanı buluruz o noktada gün değişebilir, saatte değişebilir. Ben tanıştığım için sizinle çok memnun oldum. Bundan sonraki seanslarda ekol üzerinden ilerleyebiliriz fakat ilk önce sizin karar vermeniz gerekiyor. Sizin son olarak söylemek istediğiniz bir şey varsa onları da alayım daha sonra seansımızı bitirelim olur mu? Sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı? (Özetleme, güçlü yönlere odaklanma, yansıtma, yapılama)

H.Y: Iııı Hayır yok. Tamam ee bakarım ben sizin şeylerinize neden boşanmak ya da sağlıklı boşanma nasıl oluyor bakarım ben. Attığınızı da doldururum.

A.D: G. Bey siz? G.Y: Yok, tamamdır düşünür yazarım ben de.

A.D: Çok teşekkür ederim, soracağınız bir şey yoksa seansı bitirelim o zaman kendinize iyi bakın görüşmek üzere.

H.Y: Sağ olun hoşça kalın. Teşekkürler.

G.Y: Hoşça kalın.

Değerlendirme: Çiftin ön görüşme ve seans kapsamında boşanmaya kararlı ve çocuk odaklı bir görüşme talebiyle geldikleri görülse de aslında sorunları konuşmaya ihtiyaçları olduğu gözlemlenmiştir. Güven ilişkisi ve tanışmaya yönelik olan ilk seansta Stratejik Aile Terapisi ile ilerlenmeye çalışılmıştır. Danışanlarla terapötik ilişki kurmaya yönelik yapılama, konuşmaya açık davet, asgari düzeyde teşvik, yansıtma, özetleme, yeniden çerçeveleme yapılmıştır. Aynı zamanda Çözüm Odaklı Terapi ekolünün istisna soru, iltifat etme, güçlü yönlere odaklanma teknikleri kullanılmıştır. Çiftin iletişim problemleri ilişkiyi olumsuz etkilemektedir. G.Y’nin ifadelerinden ve ilişkinin iletişiminden yola çıkarak çiftin cinsel problemler yaşadığı düşünülmektedir. Uzun süre sessizlikle tartışmaları izlenmiştir. G.Y aslında yapması gereken şeyleri bir lütufmuş gibi sunarak eşi üzerinde baskı kurmaktadır. (dövmüyorum, paramı başka yerde harcamıyorum…) Çifte Satir’in stresli durumlarda kullanılan kalıplar kapsamında bakıldığında ikisi de yatıştırıcı olduğunu iddia etseler de suçlayıcı oldukları görülmüştür. Küçük çocuklu aile yaşam döngüsünde olan çift Gotmann Boşanma Göstergelerinin tümüne sahiptir. Eleştiri, savunma, aşağılama, duvar örme. Başarısız telafi girişimleri) Gelecek Görüşme İçin Planlama: Gelecek görüşmenin bir hafta sonra yapılması planlanmıştır. İkinci görüşmede ilişki anamnezi kapsamında cevaplanan sorular üzerine konuşularak, çiftin kararı doğrultusunda sorun ve amaçlar belirlenecektir. İkinci seans için planlanan ekol Çözüm Odaklı Aile Terapisi’dir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir