Bu rapor sosyal hizmet uygulaması dersi kapsamında öğrenciler tarafından hazırlanmış olup ideal sosyal inceleme raporunun nasıl olmasına dair bir iddia taşımamaktadır. Raporda yer alan bilgi ve olaylar öğrenci tarafından kurgulanmıştır.
Görüşme Yapılan Kişinin/Kişilerin
Adı ve Soyadı : J. B.
Görüşme Tarihi: 10.04.2021
Görüşme Süresi: 1 saat
Görüşme Sırası (Kaçıncı Görüşme Olduğu):1
Görüşme Öncesi Ön Bilgi/Ön Çalışma:
Görüşmenin yapıldığı yer : Adli Destek Mağdur Hizmetleri Görüşme Odası
Görüşme nedeni: Çocuklukta istismar öyküsü bulunan J.B.ye şu anda içinde bulunduğu adli süreçte psikososyal destek vermek.
Bilgi Kaynakları:
-Müracaatçı J. B. ile 10.04.2021 tarihinde yapılan görüşmede elde edilen bilgiler.
-Dosya bilgileri ve toplanılan belgeler.
Dosyadan edinilen bilgiye göre 40 yaşındaki J.B. çocukken komşusu tarafından cinsel istismara uğramıştır. Çocukken yaşadığı cinsel istismarı konu alan bir kitap yazan ve istismar hakkında farkındalık toplantıları düzenleyen J.B.nin istismarcı tarafından tehdit edilmesi nedeniyle hukuki bir süreç başlamıştır. Süreç boyunca J.B.nin hem adli hem de psikososyal yönden desteklenmesi için Adli Destek Mağdur Hizmetleri birimimize yönlendirilmiştir.
Görüşmenin Amacı:
Çocuklukta cinsel istismar öyküsü bulunan J.B.ye adli süreçte psikososyal destek vermek amaçlanmıştır.
Görüşme Süreci:
Görüşme öncesi görüşme odası havalandırılmış, müracaatçının ihtiyaç duyabileceği su, peçete gibi ürünler kontrol edilmiştir. Görüşmecinin rahatlamasını sağlamak için hafif bir müzik açılmıştır. (Görüşme öncesi fiziksel mekanın düzenlenmesi.)
J.B. 40 yaşında, orta boylu, bakımlı ve sağlıklı bir dış görünüşe sahiptir. Fiziksel veya zihinsel anlamda herhangi bir engeli yoktur. J.B. görüşmeye geldiğinde tedirgin, şaşkın ve üzgün görünmektedir.
Uzman: Merhabalar, hoş geldiniz. Şöyle buyurun oturun lütfen.(müracaatçıyla araya masa koymadan sandalyelerde karşıklı oturuldu).(yakından ilgilenme).
J.B: Merhabalar, hoş bulduk.
Uzman: Umarım burayı kolay bulmuşsunuzdur. (müracaatçının rahatlamasını sağlamak için esnek sorular)
J.B: Evet, sorun olmadı.
Uzman: İzin verirseniz öncelikle kendimi tanıtayım. İsmim Merve. Sosyal çalışmacıyım. Burada sizinle görüşme yapmak için bulunuyorum (tanışma, bağlantı kurma). Sorunlarınızı benimle paylaşabilir beraber çözüm geliştirebiliriz. 8 hafta boyunca haftada bir kez yaklaşık bir saat bir görüşme planlıyoruz (görüşmenin yapılandırılması).
J.B: Anladım.
Uzman: Görüşmemize başlamadan önce herhangi bir ihtiyacınız var mı?(Görüşme öncesi fiziksel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurma)
J. B: Biraz su iyi olurdu. (müracaatçıya su uzatılarak içmesi beklendi.)
Uzman: Pekala, öncelikle bugün nasılsınız?
J.B: Açıkcası bilmiyorum. Biraz karışığım. Buraya gelirken davayla ilgili bir haber aldığım için şaşkınım.
Uzman: Nedir bu haber paylaşmak ister misiniz?
J.B: (sessizlik). Yolda beni annem aradı ve B.nin evinde intihar etmiş bulunduğunu ve öldüğünü haberlerde duyduğunu söyledi. Kendisi toplantımızda çıkardığı silahlı adam yaralama olaylarından dolayı ceza almıştı. Hapis yatacaktı ama bir günlük hapis bile beni öldürür oraya gitmem, demiş ve intihar etmiş. Bu durumda sanırım dava düşecek ve benim burada olmamın artık manası yok.
Uzman: Ben tüm bu süreçlerde sizi desteklemek amacıyla bulunuyorum. O yüzden söyler misiniz bu haberi duyduğunuzda ne hissetiniz? (Müracaatçının olduğu yerden başlama).
J.B: Şey bilemiyorum kafam karıştı. Kendini öldürdüğünü duyunca sadece birkaç duygu hissettim. Ağlayıp onun davranışlarından etkilenen herkes için üzüntü hissettim. Bu ironik ama en çok unutmak istediğim ve aklımın ucundan bile geçmesini istemediğim kişi muhtemelen her gün düşündüğüm kişi oluyordu ve o artık öldü.
Uzman: Anlıyorum. Peki o halde şuradan başlayalım. Öncelikle sorununuzla ilgili içinde bulunduğunuz durumu 1’den 10’a kadar olan bir ölçekte değerlendirdiğinizde 10 sorunun çözüldüğü noktayı, 1 ise en kötü şeyin olduğunu gösterirken siz bugün neredesiniz?(derecelendirme tekniği).
J.B: Sanırım 3-4 diyebilirim.
Uzman: Peki. İyi olması çin sizce kaç olması lazım?
J.B: Bilmem. Belki 8-9 olsa bu sorun beni daha az üzerdi. Gerçi sorunumun kaynağı bugün ortadan kalktı ama.
Uzman: Peki bana bu sorunun başlangıcından bahsetmek ister misiniz?(konuşmaya açık davet).
J.B: Nereden başlamalıyım bilmiyorum. Açıkcası hikayem neticesinde yıllarca nasıl kandırıldığıma dair karşınızda aptal gibi görünmek de istemiyorum
Uzman: Endişe etmeyin. Ben burada müracaatçıları yargılamak için değil onlara yardım etmek için bulunuyorum (saydamlık). Lütfen anlatmak istediğiniz gibi başlayın. (Konuşmaya cesaretlendirme).
J.B: Ben küçükken en iyi aile zamanlarımızdan bazılarını B.nin ailesiyle yaşamıştık. B. benim için ikinci bir baba gibiydi. Ben onu çok seviyordum ve yanında kendimi güvende hissediyordum. Kendimi çocuklarından biri gibi hissediyordum. Beni gezmeye götürürdü. Ailelerimiz çok iyi anlaşırdı, birbirimizde yatıya kalırdık. (duraksadı)
Uzman: Hımm. O zamanlarda sana karşı davranışlarında tuhaf hissettiğin şeyler oluyor muydu?
J.B: Onlarda yattığımız bir gece uyanıp külotumun bileklerime kadar inmiş olduğunu fark ettiğimi ve korktuğumu hatırlıyorum. B. yanımda yatıyordu ve elleri kesinlikle üstümdeydi. Kımıldanıp durduğumu ve rahatsız olup külotumu çıkarmış olabileceğimi söyledi. Mantıklı gelmişti çünkü o kişinin bana kötü bir şey yapması mantıklı değildi. (üzgün görünüyor.)
Uzman: Ona güveniyordunuz çünkü onun size kötü bir şey yapacağını düşünmüyordunuz.(anlamın kişiselleştirilmesi).
J.B: Evet. Onun bana kötü bir şey yapacağını hiç düşünmezdim. Onların ailesiyle tatile gittiğim bir seferde de biraz rahatsızlandığımı ve B.nin beni motele taşıdığını hatırlıyorum. Sersemlemiş haldeydim, bilincim gelip gidiyordu. Bir ara uyandığımı ve onu çıplak gördüğümü hatırlıyorum.
Uzman: O zaman ne düşündünüz?
J.B: Sadece rüya gördüğümü sanmıştım. Ah, şimdi düşününce ne kadar saf olduğumu anlıyorum. Ben hep saf bir insan oldum. Başıma gelen bu kötü şeylerden ben sorumluyum(otomatik düşünce/ aşırı genelleme ve kontrol yanılsaması).
Uzman: Olay esnasında bilincinizin yerinde olmadığını söylediniz. Üstelik o yaşlarda size ne olduğunu anlamanız biraz zor olmuş olmalı. (bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı/yeniden çerçeveleme).
J.B: Evet, küçüktüm. Sonra… Sonra bazı geceler ailemin rızasıyla yanımda uyuduğunu hatırlıyorum. Bu onun terapisiymiş. Yani onları öyle kandırmış. Aslında böyle bir şeyi yokmuş.
Uzman: Senin böyle bir terapiden haberin var mıydı?(sondaj/derinlemesine araştırma soruları).
J.B: Hayır, ben uyuduktan sonra yanıma uzanıp bazı telkinler dinliyormuş.
Uzman: Peki ilk kaçırıldığın zamanı hatırlıyor musun?(açık uçlu soru)
J.B: Hmm, evet. Beni ata binmeye götürmek istemişti. Annem izin vermemişti ama B. onu ikna etti. Bende nolur gideyim anne diye yalvarıyordum. Başıma gelecekleri bilemedim tabi.(gözleri doluyor)
Uzman: Bunu bilemezdiniz. (anahtar sözcüklerin tekrarı).
J.B: Evet. Uzaylılar tarafında kaçırıldığımı sandığımda B.yi karavanda görünce bile rahatlamıştım. Sonuçta tanıdık biriydi. Artık yalnız değildim. Orada bir görevim vardı 16 yaşına gelmeden erkek partnerimle geldiğim gezegeni kurtaracak bir çocuk sahibi olmam ve bunu B. ile yapmam gerekiyordu. Buna tamamen inandım. Tecrit edilmiştik ve tam bir korku birleşince birine herhangi bir şey yaptırabilirsiniz ya da onu inandırabilirsiniz.
Uzman: Anlıyorum. Oldukça korkmuş olmalısınız. (duygu yansıtma). O dönemi düşündüğünüzde hatırınıza gelen ve sizi rahatsız eden başka şeyler var mıydı?
J.B: İlk haftalar ne kadar zaman geçtiğine dair en küçük fikrim yoktu. Çoğu zaman beni uyuşturduğunu düşünüyorum. Diğer kadınlardan duyduğum şekilde şiddetli bir tecavüz hatırlamıyorum. B. penisini hafifçe, azıcık sokardı. Daima 2,5 cm kadar olurdu. Bu açıkça onun için zevk verici bir tecrübeydi ve benim için de öyle olmasını istiyordu. O yüzden aşırı rahatsızlık hissettiğim olmamıştı.
Uzman: Anlıyorum. Dosyanızda polisin sizi karavanda bulduğundan bahsediliyordu. Bu nasıl oldu?(açık uçlu soru).
J.B: Aslında bizi karavanla Meksika’ya götürmüştü, orada evlendik. O zaman 12 yaşındaydım ve bu Meksika’da yasaldı. B. kardeşini arayarak ailemi, aramasını ve evlendiğimizi söylemesini ve bu evliliği kabul etmelerini söylemiş. Kardeşi de ailemi aramış ancak sonra polisle işbirliği yaparak bizi bulmuşlar. Düşünebiliyor musunuz 12 yaşımda evlenmiştim ben.
Uzman: Peki sonra ne oldu? Bu durumdan nasıl kurtuldunuz? (açık uçlu soru)
J.B: Polisler bizi alıp cezaevine götürdüler. (bunun saçma olduğunu düşünen bir hareket yaptı)
Uzman: Seni de mi cezaevine götürdüler?(duruma açıklık getirme).
J.B: Evet. Sanırım o zaman şimdiki gibi istismara uğrayan çocuklar için bir yer yoktu. Beni cezaevine götürdüler. Bir ara Meksikalı bir polis memuru beni karanlık ve rutubetli bir koridordan B.nin hücresine dahi götürdü. Benimle konuşmasına izin vermesi için gardiyana altın yüzüğünü vermiş.
Uzman: Seni oraya neden çağırmıştı?
J.B: Bana “Zeta ve Zethra beni ziyarete geldi ve dört şeyden bahsetmememizi söylediler.” dedi.
Uzman: Neydi onlar?
J.B: Onlardan bahsedemezdim. Zeta, Zehtra, yabancı gezegen. Bana verdiği haplardan bahsedemezdim. Görevden bahsedemezdim. Bu nedenle de yaşadığımız cinsel şeylerin hiçbirinden bahsedemezdim. Bana “Baban bile olsa başka hiçbir erkekle temas kurmamalısın.” dedi. İkimizden birisi bu dört şeyden bahsederse kız kardeşim K. kör olacaktı. Babam için olan tehdit ise onu ortadan kaldıracaklardı ki bunun onu öldürecekleri anlamına geldiğini biliyordum. Ve tabi ki diğer kardeşim S. için olan tehdit ise onu kaçıracaklardı. “Muhtemelen ailen gelecektir, kesinlikle ne onlara ne de başkasına bu dört şeyden bahset. Yoksa buharlaştırılırız. Hayatlarımızı ve ruhlarımızı alma güçleri var. Bizleri yok edebilirler.” dedi. Her zaman ahirete inanmış bir kız olarak bu dehşet verici bir düşünceydi. Bu herşeyden fazla onların yapmamı istedikleri şeylere karşı beni itaatkar yapan şeydi.
Uzman: İnançlı olman belki de seni ayakta tutan şeydi. (güçlendirme yapma). Peki, sonra ne oldu?
J.B: Ailem geldi. Evliliğin iptal edilmesi talimatını verdi ve beni oradan alıp eve getirdiler. Muayenelerden geçtim. Olanları anlatmadım. Zaten hiçbir zaman tam anlamıyla bir birleşme olmadığı için doktor cinsel istismar yok diye rapor vermişti ve bu ailemi de rahatlatmıştı.
Uzman: Eve döndükten sonra ne hissettin? (Açık uçlu soru).
J.B: Sürekli B. hakkında düşünüyordum. Göreve nasıl devam edecektik. Onu nasıl görecektim? Kendimi duygusal ve zihinsel olarak ailemden tecrit ediyordum çünkü görevin tamamlanmadığını biliyordum. Daha fazla şeyin olacağını biliyordum. B. de zaten çok geçmeden teminatla serbest bırakılmıştı. Ailemi tehdit ettiği için ailem şikayetini geri çekmişti.
Uzman: Bunun için onlara kızgın mısın?(yüzleştirme)
J.B: O zaman hiç değildim. Çünkü B.nin bir suçu olmadığına ve sadece görevi yerine getirmeye çalıştığına inanıyordum.
Uzman: Peki ya daha sonra ya da şimdi?
J.B: Onların da yaşadığı şeyler zordu o yüzden kızgın değilim.
Uzman: Anlıyorum. Bu senin için iyi. Peki, B. hapisten çıktıktan sonra ne oldu?
J.B: Hatırladığım kadarıyla kaçırılmamdan sonra onu ilk kez bir gece yatak odamda gördüm. Beni küçük kutu uyandırdı. B. odamda belirdi. İçeri girdi ve görevin devam etmesi gerektiğinden ve kuralları takip etmeye devam etmem gerektiğinden bahsetti. B. ile irtibatta kalmaya devam ettim. B.den mektuplar alırdım. Bunlar beni ne kadar özlediğini birlikte olmamız gerektiğini anlatan aşk mektuplarıydı. Doğal olarak benim cevabım da aynı şekilde aşk mektupları yazıp (yaptığına şaşırıyor) ona nasıl ulaştıracağımı düşünmek olurdu.
Uzman: Yani o artık senin sevgilin miydi?
J.B: Evet. Kaçırılma sonrası, bu adamı babam gibi seviyorumdan onu bir koca gibi ya da erkek gibi seviyorum değişimi oldu. Anneme onu çok özlediğimi onunla evlenmek istediğimi falan söylüyordum. Ona olan bağlılığım vardı. Gerçek aşk bakımından hissettiğim herhangi bir duygu kadar derindi.
Uzman: O yaşlarda belki de onu kocanız olarak görmek zorunda hissetiğiniz için ona aşık olduğunuzu düşünüyordunuz.
J.B: Belki de evet. Bizim mutlu bir ailemiz vardı. Annem ve babamın birbirine aşık olduğunu düşünürdüm. Ailecek de birbirimize bağlıydık. Hatta babamın dükkanı yandığında hepimiz orada sokakta duruyorduk, yanan binaya bakıp babamın dördümüzü kollarına alıp şöyle deyişini (ağlamaya başlıyor)… Bunu çok iyi hatırlıyorum. Şöyle dedi, “Bırakın yansın. İstediğim her şey, değer verdiğim her şey burada kollarımın içinde.” Bu benim suçum. Yaptığım bir şey yüzünden yanıyor, diye düşündüğümü hatırlıyorum. Hatta zaman zaman hala benim B. ile davranışlarımın sonucu olarak görürüm bu olayı. Neden bunca zaman farkına varmadım neden devam ettim diye düşündüğüm çok oldu. (otomatik düşünce tespiti)
Uzman: Başınıza gelen kötü bir şey olduğunda uzaylılar tarafından cezalandırıldığınızı düşünmüş olmalısınız. Bu da sizi göreve devam etmeye zorlamış olmalı.
J.B: Evet görevi tamamlamam gerektiğini düşünüyordum. O dönemde evdeyken sürekli huzursuzluk çıkarırdım. Ailem ısrarlarım yüzünden beni B.nin yanına açtığı oyun parkına çalışmaya bile gönderdi. Dönmemi istediklerinde eve dönmektense kendimi öldürürüm diyordum. Ama dönmek zorunda kaldım ve sonrada B. ile kaçtım.
Uzman: Sonra ne oldu?
J.B: Eve dönmem için zorla uçağa bindirildim. Nezarethaneye koyuldum. Sonra eve götürüldüm. Kapıyı açtım. Annem mutfak evyesinin önünde dikiliyordu. Arka taraftaki odama geçip kapıyı kapattım. Kaybolmuştum. Artık çok farklı biriydim.
Uzman: Nasıl biri olduğunu düşünüyordun?
J.B : Hayat dolu mutlu, eğlenceli kız yoktu. Hiçbiri kalmamıştı. O çocuk kaybolmuştu. Sanki çok çabuk büyümüşüm gibiydi.
Uzman: B.nin söylediklerinin gerçek olmadığını ne zaman anladın?
J.B: 16 yaşıma gireceğim yaz, uzaylıların varlığı sorgulamam için gerekli olan bazı tecrübeler yaşadım. Bir üniversitedeki beş haftalık drama kampına gitmek istedim. Piyeste, kampta kalan, benden hoşlanan bir oğlan vardı ve bir gün bana bir dondurma ısmarladı. Aman Allahım çok kötü şey olacak diye düşündüm. Yatakhaneye koştum ve annem aradı. “Köpekler iyi görünmüyor sanırım onlara kötü bir yemek verdim. “dedi. Ağlayarak hayır anne, benim hatam dedim. Sonra uyudum ve sabah annem aradı. Arayıp köpeklerin iyi olduğunu söylemek istedim, dedi. O zaman bir anlığına düşündüm. Köpekler iyi, S. hala evde, K. kör değil ve babam ölmedi. Uzaylılar beni hala izliyor mu? Onlar gerçek mi? Bir sonraki düşüncem ise gerçekten “Şaka yapıyorum, gerçek olduğunuz biliyorum.” oldu.
Uzman: Peki, 16. yaş günün geldiğinde ne oldu?
J.B: Panik içindeydim. Hamile değilsem, bir silah alacağım ve S.ye görevi anlatacağım ve eğer yapmak istemezse önce onu sonra da kendimi öldüreceğim, diye düşündüm. Doğum günümden sonraki gün uyandığımda ise herşey normaldi. Herkes oradaydı ve yaşıyordu.
Uzman: Bu size ne hissettirdi?
J.B: Onların gerçek olmadığını anladığımda o kadar çok karmaşık duygular hissettim ki. Birine söylemem gerektiğini biliyordum ama söyleyememiştim (yeniden gözleri doluyor). Nasıl kime ne zaman söyleyeceğimi bilemedim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sonunda en iyi arkadaşım C. ve kardeşim K.ye söyledim. Sonra anneme söyledim. Hıçkırararak ağladım. (ağlamaya başlıyor).15 dakikada anlatılacak şeyi 2 saatte ancak anlatabilmiştim.
Uzman: Ailenizin bu duruma tepkisi ne oldu?
J.B: Bir şey olduğunu öğrendiklerinde daha fazla irdelemediler. Ne olduğunu sormadılar. Bunun benim başıma gelmesine müsaade ettiklerini anlamak onlar için çok acı verici oldu.
Uzman: Olanlardan dolayı onları suçladınız mı?
J.B: Daha çok kendimi suçladım. Ailemi affedebilmem ise kendilerini affetmelerine yardım ederek oldu. Evet hata yaptılar ama iki masum insanın kendi başlarına hata yapmaları ayrı; başka birinin tertiplemesiyle his ve duygularınızla oynanması neticesinde hata yapmak ayrı şeyler. B. insanları kullanmasını çok iyi bilen biriydi. Sanırım en çok babam için zor. Kendini aptal hissettirdiği için çok kızıyor. Neden bunu göremedim gibi yani. Bilirsiniz babaların kızlarını korumaları gerekir.
Uzman: Daha sonra sizce bu konuyu nasıl atlattınız? (baş etme soruları).
J.B: Annemle mülakat tarzı uzun sohbetler etmeye başladık ve o yazmaya başladı. Şimdi de toplantılar düzenleyerek bunları anlatıyoruz. Toplantılardan sonra altı tane kadın bizimle irtibata geçip çocukken B. tarafndan saldırıya ve tacize uğradıklarını söyledi. Ben insanları bu konuda bilinçlendirmeye çalıştım.
Uzman: Sizi birimize yönlendiren dava konusu ile ilgili tehditleri sanırım bu süreçte almaya başlamışsınız.
J.B: Evet. Onları inkar etti ve bizi tehdit etti. Onun için uzaklaştırma kararı çıkartmak istedim. Sanırım tek istediği beni yakından görmekti.
Uzman: Onu tekrar gördüğünüzde bu size ne hissetirdi?
J.B: Mahkemede adamı 30 yıldır görmemiştim ama 5 dakika sonra tir tir titremeye başladım. Olanların uydurma olduğunu sayesinde çok kitap satıp satmadığımızı sordu. Bende ona “Yüzüme bakabildiğinize inanamıyorum. Ruhsuz birisiniz.” dedim o da bana “Böyle hissettiğin için üzgünüm. Sana verdiğim zarar için senden resmen özür dilemek istiyorum.” dedi. Özür dilemek istiyorsanız, ayağa kalkıp doğruyu söyleyip hapis cezanızı çekmelisiniz dedim. Ama yapmadı tabi. Sadece uzaklaştırma kararı alabildim.
Uzman: Şimdi ne düşünüyorsunuz onu affedebildiniz mi?
J.B: Affetmek aldatıcı bir kelimedir. Benim düşünceme göre, birini affetmemek sadece senin etrafında bir hapishane hücresi kuruyor. Trajedimle yaşayabileceğimi fark ettim, böylece bu trajedi artık beni yönetmeyecek. Bu seviyeye ulaşmam kolay olmadı.
Uzman: Evet zor olmuş olmalı. Yaşadığınız olaya verdiğiniz tepkiler sizin ne kadar güçlü biri olduğunuzu gösteriyor. Ayrıca yaşadıklarınızı kitaplaştırmanız ve insanları bu konularda bilinçlendirmeye çalışmanızı takdir ediyorum. Yaptıklarınız olayla baş etme sürecinde sizi oldukça desteklemiş görünüyor. Bu gün sizinle dava konunuzla ilgili çocukluktan beri yaşamış olduğunuz şeyleri konuştuk. Kendinizi suçlu hissettiğiniz bazı noktalar olduğunu görüyorum. Bunlar üzerinde çalışmak istiyorum. Şimdi size bir ödev vereceğim. Burada “İşlevsel Olmayan Düşünceler Kayıt Formu”nu görüyorsunuz. Hafta boyunca bunu kendinizi suçlu hissettiğiniz konularla ilgili doldurmanızı istiyorum.
J.B: Pekala.
Uzman: O halde haftaya bu gün aynı saatte görüşmek üzere.
J. B: Teşekkürler. Görüşürüz.
Değerlendirme:
Görüşme öncesinde J.B.nin adli dosyaları incelenerek vaka ile ilgili daha geniş bilgi sahibi olundu. Müracaatçı görüşmeye alınmadan önce oda havalandırıldı ve su, kağıt mendil gibi ihtiyaç duyulabilecek malzemeler kontrol edildi. Müracaatçının rahat olması için kısık sesle klasik müzik açılarak görüşme mekanı düzenlendi. Görüşmeye geldiğinde müracaatçı tedirgin, şaşkın ve üzgün görünmekteydi. Müracaatçı ile araya masa koymadan karşılıklı sandalyelerde oturuldu. Görüşmeye başlamadan müracaatçıya fiziksel ihtiyaçları sorularak esnek sorularla rahatlaması ve ortama güven duyması sağlandı. Fiziksel ihtiyaçları karşılandıktan sonra tanışma ve bağlantı kurma amaçlı sorular soruldu. Görüşme hakkında süresi, aralıkları, nerede yapılacağı gibi bilgiler verilerek görüşmeler için yapılandırma yapıldı. Böylelikle sürece ilişkin daha ayrıntılı bilgi sahibi olan müracaatçının görüşmelere sağlıklı bir biçimde katılımına engel olan duygularının önüne geçilmiş olundu. Ayrıca çocuklukta isitismar öyküsü bulunan müracaatçının görüşme ile ilgili yaşadığı kaygıları da azaltmak amaçlandı. Görüşme sürecinde uzman, empatik yaklaşım ve aktif dinleme özelliklerini kullanarak yakından ilgilenme becerisini kullandı. Bu beceri müracaatçının sosyal çalışmacı ile kurduğu terapötik illişkide kendisini değerli hissetmesini amaçlamaktadır.
Görüşmenin başlangıcında müracaatçının olduğu yerden başlama ilkesi çerçevesinde bugün nasıl olduğu sorulmuştur. Müracaatçının hedef ve amaçlarına odaklanılmak düşünülmüştür. Ancak müracaatçının aldığı haber neticesinde kendini karışık ve üzüntülü hissetmesi nedeniyle haberin konusuna odaklanılmış ve bu nedenle sorunun geçmişine dair açık ve kapalı uçlu sorular sorulmuştur. Görüşmeyi derinleştirmeden önce de müracaatçıya derecelendirme tekniği uygulanarak şu anki durumu açıkça ortaya koyulmuştur. Böylece müracaatçının görüşmeler sonrasında ilerlemesini fark etmesi düşünülmüştür. Bahsedilen derecelendirme tekniği müracaatçıdan şu anki durumunu ve yeteri düzeyde tatmin sağlayacağı puanı 10 üzerinden rakamsal olarak ifade etmesi şeklindedir. Bu teknik aynı zamanda uzmanın müracaatçının içinde bulunduğu durumu nasıl gördüğü konusunda fikir sahibi olmasını sağlar. Uzmanın kullanacağı takip soruları ile müracaatçının bir derece daha yukarı çıkmak için neler yapabileceği konusunu sorgular ve müracaatçının gelişimini, motivasyonunu ve kendine güvenini ölçmesine imkan verir.
Müracaatçı sorununun başlangıcını “aptal” gibi görünmek istemediğini söyleyerek anlatmaktan çekinmiştir. Uzman saydamlık özelliği ile görüşmede bulunmasındaki asıl amacın altını çizerek müracaatçıyı konuşmaya cesaretlendirmeye çalışmıştır. Bu çerçevede müracaatçının kaçırma olayları öncesi yaşadığı birkaç istismar durumu üzerinde de konuşulmuştur. Müracaatçı yaşadığı istismarla ilgili anlatımlar yaparken ortaya çıkan içeriklerden anlamın kişiselleştirilmesi ve anahtar sözcüklerin tekrarı gerçekleştirilerek o eylemi neden yapmış olabileceğine dair yaşadığı duygular vurgulanmıştır. Sondaj sorularıyla olayın farklı boyutları öğrenmeye çalışılmış ve aile ile ilgili yüzleştirmeler yapılmıştır.
Görüşme esnasında istismar vakasını yaşadığı dönemle ilgili 12 yaşında evlenebilmesi ve kaçırıldığında karavanda bulunduktan sonra ve ailesine teslim edilmeden önce cezaevine konulduğu gibi bazı sistemsel sorunlarla yüzleştiği görülmüştür. Bu durumlarda ve genel olarak sorunla ilgili çocukluk döneminde nasıl başa çıktığına dair baş etme soruları sorularak güçlendirmeler yapılmıştır.
Müracaatçı, hem aile bireylerine karşı hem de kendisini isitismar eden bireye karşı affetme konusunda çok fazla problem yaşamadığını ifade etmiştir. Müracaatçının ata binmeye gitmekte ısrar etmesi, çalışmak için B.nin yanına gitmek istemesi eve döndüğünde sürekli ailesiyle huzursuzluk çıkarması gibi konular nedeniyle yaşanılanlardan daha çok kendini sorumlu tuttuğu görülmüştür. Ailesine ve kendisini istismar eden kişiye karşı geliştirdiği tutum, davranış ve anlayışları kendisi için düşünmemektedir. Ancak buna rağmen konuyla ilgili kitap yazılması süreci ve toplantılarda istismar konusunda konuşmacı olması müracaatçının güçlü yönleri olarak ortaya çıkmakta ve bu durumları baş etme mekanizması olarak kullandığı görülmektedir. Müracaatçı yaşadığı istismarı ve kandırıldığını fark ettiğinde bir duygusal karmaşa yaşadığını ifade etmiştir. Yaşadıklarını önce arkadaşı ve kardeşiyle ardından annesiyle paylaşarak mezzo düzeyde aile ve sosyal çevresinden de bu süreçte destek aldığı tespit edilmiştir.
Yapılan görüşme sonucunda müracaatçının olanlarla ilgili kendini suçladığına dair “Ah, şimdi düşününce ne kadar saf olduğumu anlıyorum. Ben hep saf bir insan oldum. Başıma gelen bu kötü şeylerden ben sorumluyum” gibi otomatik yanlış düşüncelerinin olduğu fark edilmiştir. Bu düşüncelerle ilgili olarak bilişsel davranışçı terapi çerçevesinde ödev verilerek yanlış düşüncelerini yazarak fark etmesi düşünülmüştür. Ev ödevleri, bilişsel davranışçı terapide sıklıkla kullanılmaktadır. Ev ödevlerinin temel hedefi, BDT’de olduğu gibi, seanslar esnasında öğrenilen yeni becerileri seanslar arasında da uygulayarak uyumsuz düşünceleri belirlemek ve değiştirmektir (Soylu ve Topaloğlu, 2015:281) Bu nedenle bir sonraki oturum için müracaatçıya ev ödevi verilmiştir. Beck (2011 akt. Salman, 2014), hastaların izleme ödevlerini yapabilmeleri için sunduğu İşlevsel Olmayan Düşünceler Kayıt Formu’nda hastaların kayıt yapabilmeleri için tarih, durum, otomatik düşünceler, duygular, işlevsel tepkiler ve sonuçlar için farklı bölümler ayırmıştır. Müracatçıya bu form açıklanarak bir sonraki oturumda bunların üzerinde çalışmak planlanmıştır.
Gelecek Görüşme İçin Planlama: 20.04.2021 tarihi için tekrar bir görüşme planlandı.