YAŞLI BİREYLERLE SOSYAL HİZMET
Bu yazıda sosyal hizmetlerde yaşlı refahı uygulamaları tanıtılmaktadır. Bu kapsamda öncelikle yaşlılığın ne olduğu, yaşlılığın nedenleri, yaşlılığın sınıflandırılması ve yaşlılık dönemleri yaşlılıkla ilgili kuramlar, yaşlı bireylerin yaşadığı sorunlar, yaşlı bireylere yönelik mevzuat ve yaşlı bireylere sunulan sosyal hizmetlerden bahsedilmektedir.
- Yaşlılık nedir?
Öncelikle yaşlanma ve yaşlılığın farklı kavramlar olduğunu belirtmek gerekmektedir. Yaşlanma (aging) doğumdan ölüme kadar her yaş döneminde bulunan bireyin karşılaştığı, organizmanın hücre yapısındaki değişimler ile meydana gelen bio-psiko-sosyal gelişim sürecidir. Yaşlılık (elderly) ise bireyin içinde bulunduğu bir yaş döneminin genel adı, başka bir deyişle çocukluk, gençlik ve yetişkinlikten sonra gelen yaşam evrelerinin sonuncusudur. Dünya Sağlık Örgütü, yaşlılığı “kişinin çevreye uyum sağlama yeteneğinin yavaş yavaş azalması” olarak tanımlamaktadır. Yaşlılık, yaşam sürecinin; çocukluk, gençlik, yetişkinlik gibi doğal bir parçasıdır ve aynı zamanda yaşamın son evresidir. Yaşlanmanın ne olduğunu anlamaya çalışırken gerontolojinin ne olduğunu ve multidisipliner alanını bilmek gerekir. Gerontoloji; yaşlılığın biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerinin bilimsel çalışmasıdır. Geriatri ise yaşlıların sağlık sorunlarıyla ilgilenen ve tedavi etmeye çalışan tıp dalıdır (Danış, 2019:7).
- Yaşlılığın nedenleri nelerdir?
Yaşam tarzı değişiklikleri, doğurganlığın azalması, tıpta yaşanan ilerlemelerin sağladığı bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve yaşlı sağlığının artması gibi gelişmeler ile birlikte yaşam süresi uzamış, beklenen ortalama yaş yükselmiş ve dünya genelinde nüfusun yaşlı birey oranı artmıştır.
Çalışma yaşamının da dâhil olduğu zorlayıcı bir yaşam, ekonomik sıkıntılar, kötü beslenme ve barınma gibi bazı koşullar bireyin daha hızlı yaşlanmasına neden olabilmektedir. Hastalık ve engellilik gibi olumsuz sağlık durumu yaşlanmayı hızlandırabilmektedir. Sürekli olarak acı veren olaylara ve travmatik deneyimlere maruz kalma psikolojik anlamdaki çöküntüye ve ruhsal ve fiziksel sağlığın bozulmasına olan etkisi nedeniyle erken yaşlanmaya neden olabilir. O nedenle yaşlılığı biyolojik olduğu kadar, psikolojik ve sosyal boyutları da olan bir kavram olarak görmek daha uygun bir yaklaşımdır (Can, 1990: 633).
- Yaşlılığın sınıflandırılması ve yaşlılık dönemleri
Gerontologlar yaşlanmayı dört farklı sürece göre değerlendirmektedir:
- Kronolojik yaşlanma: Yaşlanmanın tanımı bireyin doğum tarihi temelinde yapılmaktadır. Kırk yaş, otuz yaştan kronolojik olarak yaşlıdır. Kronolojik yaş bireyin fiziksel sağlığı, zihinsel yeterliliği veya sosyal statüsü ile ilgili değildir.
- Biyolojik yaşlanma: Kalp, akciğerler, dolaşım sistemi gibi organ sistemlerinin yeterliliğinin azalması gibi fiziksel değişimler temelinde açıklanmaktadır. Biyolojik yaşlanmanın ana nedeni, kronolojik olarak yaşlanan organizmada hücre yenilenme sayısının düşmesidir ve belli tipteki hücrelerin yenilenmemesi nedeniyle hücre kaybı olmasıdır. Yaşlılığa biyolojik yaklaşım nedeniyle de “yaş’’ konusu olumsuz algılanıyor olabilir; çünkü modern dönemde yaşlılık hastalık ve bakıma muhtaçlıkla bir tutulmaktadır.
- Psikolojik yaşlanma: Duyu organları ve algılama süreçlerinde hafıza, öğrenme, zekâ gibi zihin fonksiyonlarında, kişilikte, güdüler ve dürtülerde kronolojik yaşın ilerlemesiyle görülen değişikliklerdir.
- Sosyal yaşlanma: Bireyin sosyal yapı içinde aile ve arkadaşlarıyla, çalışma alanında, dinî ve politik gruplar gibi örgütlenmeler içinde rollerinin ve ilişkilerinin değişmesini açıklamaktadır (Onur, 1997). İnsanlar kronolojik, biyolojik ve psikolojik olarak yaşlanırken sosyal rolleri ve ilişkileri de değişmektedir. Sosyal bağlamda yaşlanma her birey için farklı anlamlar ifade edebilir. Yaşlılık deneyiminin olumlu veya olumsuz değerlendirilmesi, yaşlılığın birey için ne ifade ettiğine bağlıdır (Hoyman ve Kutak, 1988).
Dünya Sağlık Örgütü’nün takvim yaşındaki son yaklaşımına göre yaşlılık sınırı; 64 yaşın bitimi, 65 yaşın başlamasıdır ve yaşlılıkta 3 evre söz konusudur (DSÖ, 2019 akt. Çakır ve Atalay, 2020)):
• 65-75 yaş arası erken yaşlılık evresi
• 75-85 yaş arası; orta yaşlılık evresi
• 85 yaş ve ötesi; ileri yaşlılık evresi
- Yaşlılık kuramları nelerdir?
Yaşlılığa yönelik kuramlar biyolojik ve toplumsal kuramlar olarak ayrılmaktadır. Danış (2019, 158-162) göre biyolojik kuramlar şunlardır:
- Yaşam Hızı (Enerjisi) Kuramı:Doğal olarak metabolizma işlev ve hızı düşük canlıların, metabolizma hızıyüksek olan canlılara göre daha uzun yaşadığı düşünülmektedir.
- İmmünolojik ve Endokrinal Yaşlanma Kuramı:Yaklaşımın temel çerçevesi hormonların etkisini ve insan bağışıklık sistemiile yaşlanma süreci arasındaki ilişkiyi irdelemek üzerinedir.
- Serbest Radikaller Kuramı:Denham Harman tarafından ortaya atılan bu kuram, aerobik metabolizmasırasında oluşan serbest radikallerin dokularda birikmesi sonucu oluşan hasarlaradayanır.
- Telomer Kuramı:Telomerlerin uzunluğunun hücrelerin yaşı ile ilgili olduğu düşüncesi Leonard Hayflick tarafından ileri sürülmüş, biyolojik yaşlanmada temel olduğu savunulmuştur. Bu kurama göre telomer uzunluğu belli bir sınırın altına düştüğünde hücre daha fazla bölünemez ve ölür. Bu değişim doğumla birlikte başlar ve yaşam boyu bu yaşam ipleri kısalır. Bu döngünün sonucu olarak da dokular önceki kadar yenilenemeyeceğinden yaşlanır.
- Aşınma ve Yıpranma Kuramı:Bu kuram, ilk olarak Alman biyolog Dr. August Weismann tarafından 1882 yılında öne sürülmüştür. Aşınma ve yıpranma kuramı temel olarak canlıları makinelere benzetir. Parçaları uzun yıllar çalışmalarının sonucunda aşınmaya ve yıpranmaya başlarlar. Bu aşınma ve yıpranma, vücudun kendini tamir edemeyeceği boyuta ulaştığında ise yaşlanma süreci başlamış olur
- Otoimmün Kuramı:Otoimmün yaşlanma kuramına göre, immün yaşlanma kuramının aksine yaşlanma, bağışıklık sistemindeki gerilemeye bağlı olarak vücudun dış etkilere karşı kendini savunamamasından değil, bağışıklık sisteminin vücudun kendi hücrelerini tanıyamaz hâle gelmesi ve vücut hücrelerini yok etmeye başlamasının sonucudur.
- Çapraz Bağlanma (Kollajen) Kuramı:Bu kurama göre kollajen vücutta normalde birbirlerinden ayrı hâlde bulunan temel moleküller arasında güçlü bağlar oluşturarak bu maddelerin ve dolayısıyla hücrelerin işlevlerini bozar. Zamanla bu moleküller birikerek yaşlanmaya neden olur.
- Genetik Programlama Kuramı:Bu kurama göre yaşlanma genetik olarak programlanmış bir süreçtir.
Yaşlılığı açıklamaya yönelik toplumsal kuramlar ise Danış’a (2019:162- 169) göre şunlardır:
- Yaşamdan Geri Çekilme Kuramı (Disengagement Theory): Elaine Cumming ve William E. Henry’nin geliştirdiği bu kuram sosyolojide yaşlılık üzerine geliştirilen ilk kuramdır. Bu kurama göre; “yaşlılığa uyum sağlayan birey toplumsal ve psikolojik bağlarının giderek azaldığını kolayca kabul eder ve değişimlere tepki göstermeden uyum sağlar. Kurama göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım çekilme sürecidir.
- Rol Bırakma Kuramı (Role Exit Theory): Kuram Sosyolog Z. S. Blau tarafından geliştirilmiştir. Bu kurama göre; yetişkin kimliği ve meslek statülerinin yitirilmesi, yaşlıların toplumsal bakımdan önemli derecede işlevselliklerini kısıtlamaktadır.
- Eksiklik Kuramı (Deficit Theory): Bu kuram, yaşlanmanın bireylerin zekâ, öğrenme ve tepki verme yeteneklerindeki eksilmeyle ortaya çıktığı temeline dayanır.
- Aktivite Kuramı (Activity Theory): Literatürde etkinlik kuramı olarak da adlandırılan aktivite kuramının temelinde “yaşlının yaşamdan kendini geri çekmesi ve çevresiyle ilişkilerini kesmesi” düşüncesine karşı bir tepki bulunur.
- Süreklilik Kuramı (Continuity Theory): Süreklilik kuramı, 1972 yılında, R. C. Atchley tarafından geliştirilmiştir. Kuram; yaşlılıkta bazı rollerle ilişkinin kesilmesi yoluyla, bazı rollerdeki başarının sürdürülebileceği iddiasındadır.
- Modernleşme Kuramı (Modernization Theory): 1972’de Cowgil ve Holmes tarafından geliştirilen kuramın temel iddiası toplumlar modernleştikçe yaşlıların konumunda bir gerilemenin olduğu yönündedir. Bu nedenle gelişen toplumlardaki yaşlıların işlevsellikleri ile endüstrileşme hızı paralellik göstermemektedir.
- Toplumsal Değiş Tokuş Kuramı (Social Exchange Theory): Kuramın temel varsayımı bireyin ceza gerektiren davranış, eylem ve tutumlardan kaçındığı, ödülle sonuçlanan ilişki, etkileşim, duygu ve statüler aradığı yönündedir. Buna göre birey, grup, aile topluluk, toplum ya da kurumlar var olan sonuçlar içerisinden en çok ödül, en düşük bedel sonucuna yönelik seçenekleri tercih ederek yaşamlarına devam etmektedirler.
- Sosyo-Çevresel Kuram (Socio-Enviromental Theory):Kuramın öncüsü Gubrium’dur. Kuramın temel varsayımı insan davranışının, dolayısı ile yaşlanma sürecinin belirli bir çevre yapısı içinde gerçekleştiği, buna göre yaşlı bireyin çevresel sistemlerden, çalışma, komşuluk, ekonomi, inanç, sosyo-politik, akrabalık, sosyal hizmetler, sağlık hizmetleri, güvenlik hizmetleri, eğitim vb. sistemlerle ilişki ve etkileşimlerinin onun yaşlanma seyri üzerinde etkili olduğu yönündedir.
- Yaşlı bireylerin yaşadığı sorunlar nelerdir?
Yaşlılık, beraberinde bir dizi sorun ve fizyolojik değişiklikleri de getirmektedir. Geleneksel aile yapısından çekirdek aileye geçiş ve yaşanan büyük göç dalgası beraberinde bakım sorunu başta olmak üzere yaşlıların yaşamış olduğu birçok sorunu (gelirin azalması, alt yapısı eksik ve fiziki açıdan uygun olmayan konutlarda yaşam, yalnızlaşma, istismara uğrama vb.) gündeme getirmiştir (Danış, 2019:6).
- Yaşlılıktaki fiziksel gerilemeleri üç grupta toplamak mümkündür. Bunlar: Bedensel gerilemeler, seksüel gerilemeler, entelektüel gerilemeler. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir; kan damarları, sinirler, vücut derisi ve diğer biyolojik dokular elastikiyetini kaybeder, damarlarda sertlik, eklemlerde dejenerasyon meydana gelir. İskelet yapısı bozulur, kemikler incelir ve kırılganlaşır. Refleksler ve hormonal aktiviteler yavaşlar. Genel dolaşım sisteminde ortaya çıkan bozulmalardan dolayı birçok sağlık problemleri yaşanır. Azalan kan basıncı, zihinsel aktiviteyi olumsuz yönde etkiler, kas ve diğer vücut organlarının etkililiğini azaltır. Tüm bunlardan dolayı yaşlılıkta birçok hastalık gibi felç ve kalp krizi riski de artar. Ayrıca yaşlılıkta görme, işitme duyuları ve hareket yeteneği azalmakta, bu nedenle yaşlı bireylerin kazaya yatkınlığı artmaktadır (Oğuz, 2007).
- Psikolojik açıdan yaşlanma süreci sıkıntı, üzüntü ve korkuları tetiklemekte, unutkanlık ve uykusuzluk gibi birçok probleme neden olmaktadır (Tekin, 1984). Yaşlılıktaki fiziksel ve ruhsal gerilemeye bağlı olarak yaşama gücü ve isteği giderek azalmaktadır. Yaşlılıktaki psikolojik değişimin başlıca belirleyicileri üç grupta toplanmaktadır. Bunlar; fiziksel gerileme, statü kaybı ve ölüm korkusudur.
- Yaşlanma ile birlikte sosyal hayatta da bir dizi değişiklikler yaşanmaktadır. Bunlardan en önemlisi statü ve rol kaybının yol açtığı toplumda yaşlı bireylere karşı var olan bağımlı, eski moda, ikinci sınıf gibi tutumlar ve ön yargılardır. Yaşlı ayrımcılığı bireysel, kurumsal veya toplumsal boyutlarda gerçekleşmektedir. Bu ayrımcılıkla özellikle günlük yaşamda, işyerinde, medyada ve kişiler arası iletişimde karşılaşılmaktadır.
- Yaşlı yoksulluğu ve yaşlı bireylere yönelik şiddet ve istismar da diğer sorunlar olarak sıralanabilir.
- Yaşlılığa ilişkin mevzuat nedir?
- 2828 Sayılı Kanun
- 2022 Sayılı Kanun
- 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
- 3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu
- 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu
- 633 Sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
- Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
- 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik
- Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği
- Kamu Kurum ve Kuruluşları Bünyesinde Açılacak Huzurevlerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik
- Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Tarafından Evde Sağlık Hizmetlerinin Sunulmasına Dair Yönetmelik
- Yaşlı bireylere sunulan sosyal hizmetler nelerdir?
Türkiye’de yaşlılık alanında verilen hizmetler Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, yerel yönetimler, özel ve gönüllü kuruluşlarca verilmektedir. Bu hizmetler ise kuruluşların kapasite ve gereksinimine göre Genel Müdürlükçe uygun görülen nitelik ve sayıda müdür, müdür yardımcısı, sosyal çalışmacı, psikolog, tabip, diş tabibi, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen, ergoterapist, yaşlı bakım elemanı, teknisyen, genel idare ve yardımcı hizmetler sınıfından olmak üzere çeşitli personel tarafından gerçekleştirilir. Yaşlılığa yönelik bakım hizmetleri ve sosyal yardım hizmetleri yaşlılar için sosyal hizmet alanında öne çıkmaktadır.
Yaşlı bireylere yönelik sosyal yardım hizmetleri; Ülkemizde yaşlılara yönelik olarak sosyal yardımlar temel olarak 2022, 5510, 3294 Sayılı Kanunlar ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir.
Yaşlı bireylere yönelik bakım hizmetleri ise her ülkenin sosyo-ekonomik yapılanmasına göre farklılık göstermektedir. Dünyada yaşlı bakım ve destek hizmetleri kapsamında; yaşlı bakımevi, huzurevi, sokakta yaşayan yaşlılara yardım evi, korumalı meskenler, yaşlı köyleri, gündüzlü bakım ve destek hizmetleri ve evde bakım hizmetleri uygulanmaktadır.
- Kurum Bakımı Hizmetleri: Ülkemizde yaşlıların bakım sorunlarının çözümüne ilişkin kurum bakımı alanında uygulanan hizmet huzurevleri, yaşlı bakımevleri, darülaceze, aktif yaşam merkezleri yaşlı yaşam evleri sayılabilir.
- Evde Bakım Hizmetleri: Fiziksel sosyal ve ruhsal yönden ihtiyacı olan bireye; koruyucu, önleyici, tedavi ve rehabilite edici sağlık ve sosyal hizmetlerin sürekli ve etkili bir biçimde yaşadıkları ortamda sunulmasıdır. Evde bakım hizmetleri kapsamında Evde yardım, evde takip hizmeti, evde tıbbi bakım hizmetleri, telefonla yardım servisi, evlere bakım ve onarım hizmeti evlere yemek servisi, süreli bakım olarak bahsedilebilir.
- Yaşlı bireylere sunulan sosyal hizmetlerde sosyal çalışmacıların rol ve görevleri nelerdir?
Genel olarak sosyal çalışmacıların yaşlılık alanında görevleri; müracaatçıların başvurularını almak, kuruma kabul şartlarının sağlanıp sağlanmadığının kontrolünü yapmak, kurum bakımı hakkında danışmanlık yapmak, kurum içerisinde yer alan hizmetler hakkında bilgilendirme yapmak, kurum içerisinde özel gün haftalara göre sosyal etkinlikler organize etmek, psiko-sosyal çalışmalar yürütmek olarak bahsedilebilir. Evde bakım hizmetlerinde sosyal çalışmacı, evde bakım almak isteyen müracaatçıların taleplerinin incelenmesi ve rapor hazırlamak, evde bakım yardımı başvurularını inceleme ve rapor düzenleme hizmetlerini yürütmektir.
Kaynaklar:
Can G. (1990), “Emeklilik ve Yaşlılık Dönemi Uyum Sorunları”, Kurgu Dergisi, Sayı 8, s.633-637
Çakır Ö., Atalay G. (2020). Afetlerde Özel Gereksinimli Grup Olarak Yaşlılar. Resilience, 169-186.
Danış, M.Z. (2019) Gerontolojik Sosyal Hizmet. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Ders Kitabı. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını.
Hoyman, N., Kıyak, R. A. (1988). Social Gerontology: A Multidisciplinary Perspective, USA, Allyn and Bacon Inc.
Oğuz, M. Tarık (2007). “Yaşlılarda Görülen Biyolojik ve Sosyal Değişimler”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Antropoloji Anabilim Dalı, Fizik Antropoloji Bilim Dalı
Onur, B. (1997). Gelişim Psikolojisi: Yetişkinlik, Yaşlılık, Ölüm, Ankara, İmge Yayınevi.
Tekin, S.H. (1984) “Yaşlıların Psiko-Sosyal Sorunları.” (Yayınlanmamış Doktora tezi), Ankara: Hacettepe Üniversitesi.