SOSYAL HİZMET MESLEĞİ

SOSYAL HİZMET MESLEĞİ

Bu yazıda sosyal hizmet mesleğinin farklı kaynaklardan yararlanılarak; tanımı, tarihçesi, nitelikleri, sosyal hizmet mesleğinin yöntemleri, sosyal çalışmacının rolleri, çalışılan alanlar, çalışılan gruplar anlatılmaktadır.

Tanım

            Uluslararası Sosyal Hizmet Uzmanları Federasyonu (IFSW) tarafından 1957 yılında Sosyal Hizmetin bir tanımı verilmiş ve tanımında alanda çalışan görevlilerin bilgi ve becerisine ağırlık verilmiştir. 2000’li yıllarda yeni bir tanım ortaya konmuş ve onaylanmıştır, bu kabul edilen tanıma göre Sosyal Hizmet Mesleği; “Sosyal değişimi, insan ilişkilerinde sorun çözmeyi ve insanların esenliğini arttırmak için (onların) güçlendirilmesini ve özgürlüklerini destekler. İnsanların çevreleri ile etkileşimlerinde insan davranışları ve sosyal sistem teorilerini, sosyal hizmet müdahalelerini kullanır. İnsan hakları ve sosyal adalet prensipleri sosyal hizmette esastır.”

Yukarıda verilen tanıma göre bakacak olursak sosyal hizmet mesleği toplumun refah seviyesine çeşitli nedenlerle erişemeyen kişilere yönelik olarak verilen her türlü sosyal yardımları sağlamaktadır. Fakat bu yardımları sağlarken dezavantajlı konumda olan kişinin yaşamını idame ettirebilmesine yönelik olarak yardımlardan oluşmamaktadır. Öyle ki kişinin kendi kendine yetebilecek sosyal iyiliğini kendisinin sağlamasında kişiyi destekleyerek devletin yardım politikalarına bağımlı olmasının önüne geçmek esastır. Öyle ki bu çalışmalar günümüzde toplumda, sadece bir yardım kuruluşuymuş gibi görülmesinden daha fazlasıdır. Sosyal hizmet mesleği sosyal devlet anlayışı kapsamında devletin oluşturmuş olduğu yardım politikalarının halkla buluşturulmasında etkin görev almaktadır. Sosyal hizmet eklektik bir alandır. Uygulamaları ise multi-disipliner olarak yürütülmektedir. Bazı çalışma alanlarında asıl meslek olmakla beraber diğer alanlarda yardımcı meslek olarak yer almaktadır. Alanda görev alan uzmanlar iyi yetişmiş, insan haklarına duyarlı, sorumluluk alabilen, yenilikçi kişilerdir. Bu hizmetleri yerine getirmek için Lisans eğitimi boyunca meslek ile alakalı teorik bilgiyi edinmektedirler. Alan deneyimlerine ise staj eğitimleriyle başlamaktadırlar.

Tarihçe

            Sosyal hizmet, en eski dönemlerden itibaren engelliler, kimsesizler, yoksullar olmak üzere zenginler tarafından korunması gereken kişiler olarak varlık göstermişlerdir. Bu durum dini açıdan da önem görmüş ve tavsiye edilmiştir. Bununla beraber, 18-19 yüzyıllarda Dünya’da Sanayi Devrimiyle iş gücüne olan ihtiyacın artmasıyla sağlıksız iş yaşamı, gelirin gideri karşılamaması gibi nedenlerle toplumda yoksulluk artmıştır. Bu durum beraberinde grev gibi başkaldırıları getirmiştir. Bu yüzden kapitalist sistem bu durumun önüne geçmek ve işçilerin yaşamlarını idame ettirmek üzere bir sistemin gerekli olduğunu düşünmüşlerdir. Bu sistem ortaya çıkan sorunlara hayırseverlik ve gönüllülük noktasında sosyal çalışmalar olarak ele almıştır. Profesyonel anlamda ise gönüllü olarak çalışan kişiler bu işin eğitimlerinin temellerini atmışlar ve İngiltere’de 1890’lı yılların başında bu eğitimler verilmeye başlanmıştır.

Türkiye’de Sosyal Hizmetin tarihsel gelişimine bakıldığı zaman iki dönemde incelenmesi gerekmektedir. Bu iki dönem, “Osmanlı İmparatorluğu dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti dönemidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde tüm nüfusu kapsayan bir sosyal refah sistemi bulunmamaktaydı. Kimsesiz çocukların bakılması gibi uygulamalar vakıflar ve yardım sandıklarınca imparatorluğun başkentlerinde yapılmıştır” (Yolcuoğlu,2017:113). Bu hizmetlerden birkaçına örnek verecek olursak; “Mithat Paşa ve Islahhaneler, Darülaceze, Bayburt Müslüman Dilendirmez Cemiyeti örnek verilebilir. Cumhuriyet döneminde ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulamaya başlanan Darüleytam ve Darülaceze gibi oluşumlar, Cumhuriyet döneminde ki Yetiştirme Yurtları, engelli ve yaşlı bireyler için yapılan uygulamaların temelini oluşturmuştur” (Çavuşoğlu,2010:16-18). Modern anlamda Sosyal Hizmet çalışmaları devlet politikası olarak yürütülmektedir.

Türkiye’de sosyal hizmet Cumhuriyet döneminde politika olarak uygulanmakta fakat bu uygulamalar için donanımlı meslek elemanlarına gereksinim duyulmaktaydı. Bunun için 1959 yılında “Sosyal Hizmet Enstitüsü” nün kurulmasıyla Yoksulluk ve yardıma gereksinim duyan kişilerin tespiti yapılarak bu sorunlara yönelik yapılması gereken çalışmaları koordine etmek amaçlanmıştır. 1961 yılında Sağlık alanında çalışma yapacak “Sosyal Hizmetler Akademisi” kurulmuştur. Sosyal Hizmet mesleğini diğer disiplinlerden ayıran en önemli özelliklerden birisi ise ilk olarak uygulanıp daha sonrasında teorik alt yapısı oluşturulmuştur. Böylece sosyal hizmet mesleği zaman içerisinde güncellenerek günümüz halini almış ve halen dinamik yapısını korumaktadır.

Sosyal Hizmet Mesleğinin Nitelikleri

            Sosyal hizmet mesleğinin niteliklerine bazılarına bakıldığı zaman;

  • Temelde, sosyal hizmetin beşerî bir bilim dalı olmasından dolayı İnsan ve doğasıdır. Öyle ki sosyal hizmet çalışmalarında sadece bireye odaklanmaz, ekolojik yaklaşım anlayışıyla çevresi içinde bireyi ele alır.
  • Her meslekte olduğu gibi sosyal hizmette esas olan mesleki değerleri öğrenmek için oluşturulmuş eğitimleri tamamlamaktır.
  • Sosyal Hizmet mesleğinin en önemli niteliği ise sürekli değişime ve gelişime tabii olmasıdır. Değişen ve gelişen dünya içerisinde yaşamını sürdüren insanların, bu değişim sonucu yaşadıkları olumsuzlukları ortadan kaldırmak için gereken bilgi ve becerileri sunuyor olması.
  • Sosyal Hizmet uygulamalarını alanda icra eden Sosyal Hizmet Uzmanları ekip çalışmasına uyumludurlar. Bunun en büyük sebebi sosyal hizmet çalışmalarının multi-disipliner olarak yürütülmesidir.
  • Sosyal Hizmet Uzmanı alanda çalışma yaparken müracaatçıyı güçlendirerek sürece aktif katılmasını sağlar. Böylece self-determinasyon ilkesini sunar.

Sosyal Hizmet Mesleğinin Yöntemleri

  • Sosyal Kişisel Çalışma (Mikro): Uygulamada birey ile yapılan çalışmadır. Sosyal hizmet tarihinin en eski müdahale yöntemlerindendir. Odağında birey vardır, müdahaleler bireylere yönelik hazırlanıp uygulanır.
  • Sosyal Grup Çalışması (Mezzo): Müracaatçının çevresinde bulunan küçük gruplar ile yapılan çalışmalardır. Burada hazırlanan müdahale planında müracaatçının yakın çevresine yönelik çalışmalarda yer alır ve uygulanır.
  • Toplumla Çalışma (Makro): Geniş kitleleri hedef alan sosyal hizmet müdahalesidir. Genel ifadesi “Toplum Örgütlenmesi” dir. Bu çalışmanın amaçları; Kişilerin daha koordineli bir şekilde çalışabilmesine olanak sağlamak. Ortaklaşa tutum ve davranışları geliştirmektir. 

Sosyal Çalışmacının Rol ve İşlevleri

  • Bağlantı Kurucu Rolü: Müracaatçı ile verilen hizmetler arasında ki bağlantıyı kurar. Müracaatçının hizmetlere erişimini sağlar.
  • Savunuculuk Rolü: Müracaatçı ve vaka savunuculuğu işlevi vardır.
  • Öğretici Rolü: Toplumsal yaşam ve temel yaşam işlevlerinin öğrenilmesini sağlama rolü.
  • Danışmanlık Rolü: Müracaatçının hizmetlere erişimi veya yaşamsal konuların nasıl yerine getirileceği konusunda ki bilgilendirilmesi rolü.
  • Vaka Yöneticisi Rolü: Müracaatçının belirlenmesi ve yönlendirilmesi, müracaatçının değerlendirilmesi, hizmet ve tedavi planlaması, bağlantı sağlama ve hizmetlerin eşgüdümü, takip ve hizmet sunumu gözleme, müracaatçının desteklenmesi rolü.
  • Sosyal Değişme Ajanı: Sosyal sorunların ve politikaların analizini yapma, toplumu harekete geçirme ve sosyal kaynakların geliştirilmesinin desteklenmesini sağlama rolü.

Sosyal Hizmet Uzmanlarının Çalıştıkları Alanlar

  • Tıbbi Sosyal Hizmet
  • Adli Sosyal Hizmet
  • Okul Sosyal Hizmeti

Sosyal Hizmet Uzmanlarının Çalıştıkları Gruplar

  • Aile
  • Kadın
  • Çocuk
  • Engelli
  • Yaşlı
  • Genç
  • Kronik Hastalar
  • Mülteci
  • LGBTİ+
  • Hükümlüler
  • Yoksullar

KAYNAKÇA;

İnternet Sitesi

Kitap

  • Yolcuoğlu, İ. G. (2017). Sosyal Hizmet/Sosyal Çalışma Bilim ve Mesleğine Giriş, İstanbul: NAR Yayınevi.
  • Çavuşoğlu, T. (2010). Sosyal Hizmetler Tarihinde Kilometre Taşları, Ankara: Kadın ve Sosyal Hizmetler Vakfı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir